Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
UYUNMA : Turkish Turkish

uyunmak eylemi

UYUNMAK : Turkish Turkish

herhangi biri uyumak

UYUNTU : Turkish Turkish

uyuşuk, miskin

UYUR : Turkish Turkish

uyuyan

UYUR : Turkish Turkish

durgun (su)

UYUR UYANIK : Turkish Turkish

yarı uyur yarı uyanık, yarı uykulu

UYUR YILAN : Turkish Turkish

sinsice kötülük yapan kimse

UYURGEZER : Turkish Turkish

uykusu sırasında farkında olmadan konuşan, yürüyen (kimse), °sairfilmenam

UYURGEZERLİK : Turkish Turkish

uyurgezer olma durumu

UYUŞKAN : Turkish Turkish

herkesle ya da her şeyle kolayca uyuşabilen

UYUŞMA : Turkish Turkish

uyuşmak (ii) eylemi, °mutabakat

UYUŞMAK : Turkish Turkish

soğuk, basınç vb. yüzünden vücudun bir yerinde, duyum ve devinim geçici olarak azalmak

UYUŞMAK : Turkish Turkish

her konuda birbirine uymak, °imtizaç etmek

UYUŞMAK : Turkish Turkish

ir iş, düşünce, görüş vb. üzerinde anlaşmaya varmak, uzlaşmak,°mutabık kalmak

UYUŞMAZLIK : Turkish Turkish

düşünce farklılığından doğan anlaşmazlık, uyuşmama durumu

UYUŞMAZLIK : Turkish Turkish

sözcükte, yan yana gelen iki hecede kimi seslerin bulunmayışı. örneğin türkçede sonsesi
k olan bir sözcüğe,
k ile biten bir ek getirilince ilk
k sesi düşer

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ : Turkish Turkish

üyeleri danıştay ve yargıtayca seçilen ve çeşitli mahkemeler arasında çıkan görev ve hüküm uyuşmazlıklarını kesin olarak çözmeye yetkili olan mahkeme

UYUŞTURAN : Turkish Turkish

uyuşturma özelliği olan

UYUŞTURMA : Turkish Turkish

uyuşturmak (i,ii) eylemi

UYUŞTURMAK : Turkish Turkish

uyuşmasını sağlamak, hissedemez duruma getirmek

UYUŞTURMAK : Turkish Turkish

anlaşmalarını sağlamak

UYUŞTURUCU : Turkish Turkish

uyuşturma özelliği olan, uyuşturan, (madde), °narkotik

UYUŞTURUCU : Turkish Turkish

hareketten, gereği gibi düşünmekten alıkoyan

UYUŞTURUCU MADDELER : Turkish Turkish

morfin, kokain, eroin, afyon, esrar gibi duyumlarla uyuşukluk veren maddeler

UYUŞTURULMA : Turkish Turkish

uyuşturulmak eylemi