Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
UYUZ OLMAK : Turkish Turkish

(birine, bir şeye) sinirlenmek

UYUZBÖCEĞİ, -Nİ : Turkish Turkish

uyuzböceklerinden, uyuz sayrılığına yol açan örümceğimsilere örnek tür (sarcoptes scabiei)

UYUZBÖCEKLERİ, -Nİ : Turkish Turkish

memelilerde ve kuşlarda asalak olarak yaşayan, uyuz sayrılığına neden olan böcekler familyası

UYUZLAŞMA : Turkish Turkish

uyuzlaşmak eylemi

UYUZLAŞMAK : Turkish Turkish

tüyleri döküldüğü için çirkin bir görünüş almak

UYUZLAŞMAK : Turkish Turkish

eceriksizleşmek, pısırıklaşmak

UYUZLAŞMAK : Turkish Turkish

kılıksızlaşmak

UYUZLU : Turkish Turkish

uyuz sayrılığı olan (kimse), uyuz

UYUZLUK : Turkish Turkish

uyuz olma durumu

UYUZLUK : Turkish Turkish

eceriksizlik, pısırıklık

UYUZLUK : Turkish Turkish

parasızlık

UYUZOTU, -NU : Turkish Turkish

hekimlikte uyuza karşı kullanılan çiçekli bitki, kumotu (scabiosa rotata),

UYUZSİNEĞİ, -Nİ : Turkish Turkish

kınkanatlılardan, tarıma zararı dokunan böceklerle beslenen bir sinek (cicindela)

UZ : Turkish Turkish

ıyi, güzel

UZ : Turkish Turkish

ışe yatkın, becerikli

UZ : Turkish Turkish

uygun, elverişli, °muvafık

UZ : Turkish Turkish

masallarda az gitti uz gitti, dere tepe düz gitti tekerlemesinde uzak anlamında kullanılır

UZ : Turkish Turkish

doğru, temiz, uslu, dikkatli

UZ : Turkish Turkish

uygun, yerinde, eşit, iyi, ustaca, düzgün (nesne, iş, durum)

UZADEVİM : Turkish Turkish

(ruhbilim ötesinde) fiziksel etkili medyumların gerçekleştirdiği öne sürülen olaylardan biri olan, nesnelerin dokunulmaksızın hareket edişi, °telekinezi

UZADUYUM : Turkish Turkish

irinin düşündüklerini ya da uzakta geçen bir olayı, duygusal hiçbir bağlantı olmadan algılama, °telepati

UZAK : Turkish Turkish

gidilmesi çok süren, çok ötelerde bulunan, ırak, "yakın" karşıtı

UZAK : Turkish Turkish

arada çok zaman bulunan

UZAK : Turkish Turkish

eli, gücü ya da hükmü yetişmez