Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
UZAKLAŞTIRMAK : Turkish Turkish

çıkarmak, ayırmak

UZAKLAŞTIRMAK : Turkish Turkish

yabancılaştırmak, ilgisiz bırakmak

UZAKLIK : Turkish Turkish

uzak olma durumu, ıraklık

UZAKLIK : Turkish Turkish

ıki nokta arasındaki uzay ölçümü, °mesafe

UZAKSAMA : Turkish Turkish

uzaksamak eylemi, ıraksama, °istibat

UZAKSAMAK : Turkish Turkish

uzak saymak, ıraksamak, °istibat etmek

UZAKTAN : Turkish Turkish

uzak yerden

UZAKTAN : Turkish Turkish

uzak olarak

UZAKTAN BAKMAK ( YA DA SEYİRCİ KALMAK) : Turkish Turkish

seyirci gibi davranıp karışmamak

UZAKTAN MERHABA : Turkish Turkish

yakın ahbaplık bulunmadığını ya da istenmediğini anlatır

UZAKTAN UZAĞA : Turkish Turkish

ilgisi çok az olan

UZAKTAN UZAĞA : Turkish Turkish

çok uzaktan (duyulan)

UZAKTAN YAKINDAN : Turkish Turkish

herhangi bir bakımdan ilgili

UZAM : Turkish Turkish

algılanan nesnelerin temel niteliği

UZAM : Turkish Turkish

ir nesnenin uzayda kapladığı yer, °vüsat

UZAMA : Turkish Turkish

uzamak eylemi

UZAMAK : Turkish Turkish

uzun duruma gelmek, boyu büyümek

UZAMAK : Turkish Turkish

çok zaman geçmek, çok sürmek

UZAMSAL : Turkish Turkish

uzamla ilgili

UZANILMA : Turkish Turkish

uzanılmak eylemi

UZANILMAK : Turkish Turkish

uzanmak eylemi yapılmak

UZANIM : Turkish Turkish

nitelik, özellik, ölçü, boyut

UZANIM : Turkish Turkish

titreşim durumunda bulunan bir noktanın, herhangi bir anda titreşim merkezinden uzaklığı

UZANIM : Turkish Turkish

yer'den gezegene ve güneş'e uzanan iki doğrultu arasındaki açı

UZANIŞ : Turkish Turkish

uzanmak eylemi ya da biçimi