Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
UZANMA : Turkish Turkish

uzanmak eylemi

UZANMAK : Turkish Turkish

oylu boyunca yatmak

UZANMAK : Turkish Turkish

gitmek

UZANMAK : Turkish Turkish

ir alana yayılmak

UZANMAK : Turkish Turkish

ir şey boyunca sıralanmak

UZANMAK : Turkish Turkish

yetişmek, ulaşmak

UZANMAK : Turkish Turkish

vücudunu yöneltmek ya da vücuduyla birlikte kolunu uzatmak

UZANTI : Turkish Turkish

kimi nesnelerin herhangi bir yerinde görülen uzamış bölüm

UZANTI : Turkish Turkish

ana konumdaki bir bütünün, özün ya da durumun, kendisinden ayrı görülen,ancak aynı yapısal özellikleri içeren parçası

UZATILIŞ : Turkish Turkish

uzatılmak eyemi ya da biçimi

UZATILMA : Turkish Turkish

uzatılmak eylemi

UZATILMAK : Turkish Turkish

uzatmak işi yapılmak

UZATIM : Turkish Turkish

uzatmak eylemi: süre uzatımı

UZATIŞ : Turkish Turkish

uzatmak eylemi ya da biçimi

UZATMA : Turkish Turkish

uzatmak eylemi, °temdit

UZATMA : Turkish Turkish

ünlülerin uzun söylenişi

UZATMA : Turkish Turkish

ir ucu kıyıya bağlı durumda denize uzatılıp bırakılarak kullanılan balık ağı

UZATMA : Turkish Turkish

eşit sayılarla biten bir elemeli oyunu, kazananın belli olması amacıyla, kurallarına uygun olarak sürdürme

UZATMAK : Turkish Turkish

uzamasına neden olmak, uzamasını sağlamak

UZATMAK : Turkish Turkish

aşı, kolları ya da bacakları bir yere yöneltmek

UZATMAK : Turkish Turkish

ir şeyi vermek için birine yöneltmek

UZATMAK : Turkish Turkish

germek

UZATMAK : Turkish Turkish

konuşmayı sürdürmek

UZATMAK : Turkish Turkish

vermek, göndermek

UZATMAK : Turkish Turkish

süreyi artırmak, °temdit etmek: programı uzattılar