Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
ÜZERİNE : Turkish Turkish

-den sonra

ÜZERİNE ALMAK : Turkish Turkish

ir davranışın kendisine karşı olduğunu sanarak tedirgin olmak, alınmak

ÜZERİNE ALMAK : Turkish Turkish

ir işi yapmaya söz vermek, ödev edinmek

ÜZERİNE ALMAK : Turkish Turkish

(evli iken) karısının üzerine bir başka kadınla evlenmek

ÜZERİNE ATMAK : Turkish Turkish

ir suçu birine yüklemek

ÜZERİNE BİR BARDAK SU İÇMEK : Turkish Turkish

alacaklı bulunduğu bir şeyi elde etmekten umut kesmek

ÜZERİNE BİR İKİ GÜNEŞ DOĞMAK : Turkish Turkish

sabah yataktan geç kalkmak

ÜZERİNE DÜŞMEK : Turkish Turkish

ir şeyle ilgilenmeye başlamak, ilgi göstermek, bir şeyle çok uğraşmak

ÜZERİNE EVLENMEK : Turkish Turkish

(evli iken) karısının üzerine bir başka kadınla evlenmek

ÜZERİNE KOYMAK : Turkish Turkish

katmak, eklemek

ÜZERİNE ÖLÜ TOPRAĞI SERPİLMİŞ GİBİ UYUMAK : Turkish Turkish

çok derin uyumak

ÜZERİNE OTURMAK : Turkish Turkish

hakkı yokken bir şeyi kendine mal etmek

ÜZERİNE TİTREMEK : Turkish Turkish

çok sevgi ve özen göstermek

ÜZERİNE TUZ BİBER EKMEK : Turkish Turkish

üzüntüyü, kusuru artıracak durum yaratmak

ÜZERİNE ÜZERİNE GİTMEK : Turkish Turkish

çekinmeden, sonucu tehlikeli olabilecek bir şeyle uğraşmak, yılmamak

ÜZERİNE VARMAK : Turkish Turkish

ir şey yapmasını baskı yaparak istemek

ÜZERİNE VARMAK : Turkish Turkish

(kadın) evli bir erkekle evlenmek

ÜZERİNE YAPTIRMAK : Turkish Turkish

ir malın tapusunu kendi adına yazdırmak

ÜZERİNE YÜKLENMEK : Turkish Turkish

saldırmak

ÜZERİNE YÜKLENMEK : Turkish Turkish

ısrar etmek

ÜZERİNE YÜRÜMEK : Turkish Turkish

saldırmak

ÜZERLİK : Turkish Turkish

sedefotugillerden, yaprakları almaşık, çiçekleri beyaz renkte, susama benzeyen tohumları acı olan bir bitki (peganum harmala)

ÜZGEÇ : Turkish Turkish

yukarıya çıkıldıktan sonra çekilip alınabilen ip merdiven

UZGÖREN : Turkish Turkish

uzgörür

UZGÖRÜ : Turkish Turkish

keskin görüş, gerçekleri bir bakışta kavrama