Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
BAŞDENETÇİ : Turkish Turkish

denetçilerin başı, başmurakıp

BAŞDİZGİCİ : Turkish Turkish

ir basımevindeki dizgicilerin başı, başmürettip, °sermürettip

BASEN : Turkish Turkish

omurganın bel ile kalça arasındaki bölümü

BAŞESER : Turkish Turkish

aşyapıt

BAŞESKİ : Turkish Turkish

en kıdemli kimse

BAŞESKİ : Turkish Turkish

yeniçeri bölüklerinin en kıdemsiz subayı ve erlerinin en kıdemlisi

BAŞFİYAT : Turkish Turkish

en iyi nitelikli ürün için belirlenen eder

BAŞGARDİYAN : Turkish Turkish

gardiyanların başı

BAŞGARSON : Turkish Turkish

garsonların başı, °metrdotel

BAŞGARSONLUK : Turkish Turkish

aşgarson olma durumu

BAŞGARSONLUK : Turkish Turkish

aşgarsonun işi, °metrdotellik

BAŞGEDİKLİ : Turkish Turkish

en yüksek rütbeli astsubay

BAŞHAKEM : Turkish Turkish

aşyargıcı

BAŞHEKİM : Turkish Turkish

ir hastaneyi yönetmekle görevlendirilen hekim, baştabip, °sertabip

BAŞHEKİMLİK : Turkish Turkish

aşhekimin görevi

BAŞHEKİMLİK : Turkish Turkish

aşhekimin orunu

BAŞHEMŞİRE : Turkish Turkish

ir klinik ya da hastanede hemşireleri yönetmekle görevlendirilmiş hemşire

BASI : Turkish Turkish

esim klişesi, dökme harf, taş kalıp kullanarak makine yardımıyla kâğıda ve bez gibi şeylere yazı, resim çıkarma işi, °tabı

BAŞIBOŞ : Turkish Turkish

ir şeye ya da kimseye bağlı olmayan

BAŞIBOŞ : Turkish Turkish

ağlanmamış, serbest bırakılmış

BAŞIBOŞ : Turkish Turkish

yönetimsiz, baskısız, denetimsiz

BAŞIBOŞ KALMAK : Turkish Turkish

askı altında bulunmamak, karışanı, görüşeni olmamak

BAŞIBOŞLUK : Turkish Turkish

aşıboş olma durumu

BAŞIBOZUK : Turkish Turkish

askerlerin arasına katılmış gönüllü savaşçı

BAŞIBOZUK : Turkish Turkish

düzensiz topluluk