Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
VAKAYİNAME : Turkish Turkish

ir olayı anlatan yapıt

VAKETA : Turkish Turkish

ir tür ince meşin

VAKFE : Turkish Turkish

duruş, duraklama

VAKFETME : Turkish Turkish

vakfetmek eylemi

VAKFETMEK : Turkish Turkish

vakıf durumuna getirmek

VAKFETMEK : Turkish Turkish

adamak, bir şeyin bütününü bir işe vermek

VAKFİYE : Turkish Turkish

ir vakfın koşullarını bildiren belge, °vakıfname

VAKİ, -İ : Turkish Turkish

olan, olmuş

VAKIA : Turkish Turkish

olgu

VAKIA : Turkish Turkish

(-'.-) gerçi, her ne kadar... ise de

VÂKIF : Turkish Turkish

ir şeyi vakıf1 durumuna getirip, bu vakıf için gelir kaynakları bırakmış

VAKIF -KFI : Turkish Turkish

ir hizmetin gelecekte de yapılması için bir kimse tarafından belli koşullarla ve resmi bir yolla ayrılarak bırakılan mülk ya da para

VAKIF -KFI : Turkish Turkish

u nitelikte olan (mülk ya da para)

VÂKIF OLMAK : Turkish Turkish

ilmek, öğrenmek

VAKIFNAME : Turkish Turkish

vakfiye

VAKİT GEÇİRMEK : Turkish Turkish

oyalanmak, uğraşmak

VAKİT KAYBETMEDEN : Turkish Turkish

hemen, derhal

VAKİT KAZANMAK : Turkish Turkish

ir şeye ayrılan süreyi azaltmak

VAKİT KAZANMAK : Turkish Turkish

karşı tarafı oyalayarak kendi hazırlanma süresini uzatmak

VAKİT ÖLDÜRMEK : Turkish Turkish

zamanı yararsız, gereksiz işlerle ya da hiç iş yapmadan geçirmek

VAKİT VAKİT : Turkish Turkish

elli olmayan zamanlarda, arasıra, zaman zaman

VAKİT, -KTİ : Turkish Turkish

zaman

VAKİT, -KTİ : Turkish Turkish

ir işe ayrılmış ya da bir iş için alışılmış saatler

VAKİT, -KTİ : Turkish Turkish

çağ

VAKİT, -KTİ : Turkish Turkish

geçim, para bakımından olanak