Turkish Turkish
VARESTE : Turkish Turkish
kurtulmuş
VARGEL : Turkish Turkish
herhangi bir makinenin bir doğrultuda gidip gelerek iş gören parçası
VARGEL TEZGÂHI : Turkish Turkish
madensel parçaların üzerindeki kabalıkları almak için kullanılan makine
VARGI : Turkish Turkish
uslamlama sonunda elde edilen üçüncü önerme
VARI YOĞU : Turkish Turkish
ir kimsenin olanca varlığı
VARİDAT, -TI : Turkish Turkish
akla gelen, içe doğan düşünce
VARİDAT, -TI : Turkish Turkish
gelir, gelirler
VARİDATÇI : Turkish Turkish
devletin gelir işlerini yürüten görevli
VARİDE : Turkish Turkish
gelen şey
VARİDE : Turkish Turkish
gelen evrak
VARİL : Turkish Turkish
çoğunlukla sıvı maddeleri koymak için kullanılan, metalden yapılmış, silindir biçiminde, üstü kapalı kap
VARİL : Turkish Turkish
ir varilin aldığı madde miktarı
VARILMA : Turkish Turkish
varılmak eylemi
VARILMAK : Turkish Turkish
herhangi biri varmak
VARİS : Turkish Turkish
toplardamar genişlemesi
VARİS : Turkish Turkish
kendisine kalıt düşen kimse, kalıtçı, °mirasçı
VARIŞ : Turkish Turkish
varmak eylemi ya da biçimi: kar nedeniyle kente varışımız gecikti
VARIŞ : Turkish Turkish
çabuk kavrayış, anlayış, güçlü seziş, °irfan
VARIŞ : Turkish Turkish
ir yarışın son bulduğu yer, °finiş
VARİSLİ : Turkish Turkish
varisi olan (kimse)
VARIŞLI : Turkish Turkish
her şeyi çabuk ve iyi anlayan, sezişi güçlü, °zeki, °arif
VARIŞLILIK : Turkish Turkish
varışlı olma durumu, °irfan
VARİT : Turkish Turkish
olabileceği akla gelen
VARİYET, -Tİ : Turkish Turkish
varlık, zenginlik
VARİYETLİ : Turkish Turkish
zengin, mal mülksahibi, varlıklı
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani