Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
VARMAK, -IR : Turkish Turkish

(kadın) evlenmek

VARMAK, -IR : Turkish Turkish

ir durumdan bir başka duruma geçmek

VARMAK, -IR : Turkish Turkish

erişilmek istenen yere ayak basmak, ulaşmak, gitmek, °vasıl olmak

VARMAK, -IR : Turkish Turkish

elli bir duruma ya da düzeye gelmek

VARMAK, -IR : Turkish Turkish

hoş olmayan bir sona ermek

VARMAK, -IR : Turkish Turkish

ir şeyi iyice anlamak ya da duymak

VARMAK, -IR : Turkish Turkish

acımadan, çekinmeden yapmak

VARMAK, -IR : Turkish Turkish

(kadın) evlenmek

VARMAK, -IR : Turkish Turkish

ir durumdan bir başka duruma geçmek

VARMAK, -IR : Turkish Turkish

erişilmek istenen yere ayak basmak, ulaşmak, gitmek, °vasıl olmak

VARMAK, -IR : Turkish Turkish

elli bir duruma ya da düzeye gelmek

VARMAK, -IR : Turkish Turkish

hoş olmayan bir sona ermek

VARMAK, -IR : Turkish Turkish

ir şeyi iyice anlamak ya da duymak

VARMAK, -IR : Turkish Turkish

acımadan, çekinmeden yapmak

VARMAK, -IR : Turkish Turkish

(kadın) evlenmek

VARMAK, -IR : Turkish Turkish

ir durumdan bir başka duruma geçmek

VAROLUŞ : Turkish Turkish

yaşama, var olma, bir şeyin ne olduğu, nasıl olduğu değil, var olduğu olgusu, °mevcudiyet, "öz" karşıt

VAROLUŞÇU : Turkish Turkish

varoluşçuluk yanlısı, °egzistansiyalist

VAROLUŞÇULUK : Turkish Turkish

varlığın özden önce geldiğini, yani insanın önce var olduğunu, daha sonra tutum ve davranışlarıyla, eylemleriyle kendini yarattığını ileri süren öğreti, °egzistansiyalizm

VAROLUŞSAL : Turkish Turkish

varoluşla ilgili

VAROLUŞSALLIK : Turkish Turkish

varoluşçulara göre kişinin temel yapısı

VAROŞ : Turkish Turkish

kent ya da kasabada dış mahalle, banliyö

VARSA... YOKSA... : Turkish Turkish

aşına getirildiği yinelemeli sözcüğün her şeyin üstünde tutulduğunu anlatır

VARSAĞI : Turkish Turkish

güney anadolu bölgesinde yaşayan varsak türklerinin söyledikleri koşma

VARSAM : Turkish Turkish

arsam