Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
VASITA : Turkish Turkish

aracılık

VASITALI : Turkish Turkish

araçlı

VASITALI : Turkish Turkish

dolaylı

VASITASIYLA : Turkish Turkish

vasıta olarak, yoluyla, aracılığıyla

VASITASIZ : Turkish Turkish

araçsız

VASITASIZ : Turkish Turkish

doğrudan, dolaysız

VASİYET ETMEK : Turkish Turkish

(herhangi bir şeyin) öldükten sonra yapılmasını istemek

VASİYET, -Tİ : Turkish Turkish

ir kimsenin ölümünden sonra yapılmasını istediği şey

VASİYETNAME : Turkish Turkish

ir kimsenin vasiyetini yazmış olduğu belge, kalıtyazı

VAT SAAT : Turkish Turkish

gücü bir vat olan bir makinenin bir saat işlemekle yapmış olacağı iş

VAT, -TI : Turkish Turkish

saniyede bir julluk iş yapan bir motorun güç birimi, simgesi w

VATAN : Turkish Turkish

yurt

VATAN : Turkish Turkish

ir kimsenin goğup büyüdüğü yer, memleket

VATAN : Turkish Turkish

ir şeyin çok yetiştiği, çok bulunduğu yer

VATAN TUTMAK : Turkish Turkish

kendine vatan edinmek, yurt tutmak, °tavattun etmek

VATANDAŞ : Turkish Turkish

yurttaş

VATANDAŞLIK : Turkish Turkish

yurttaşlık

VATANİ : Turkish Turkish

yurtsal

VATANPERVER : Turkish Turkish

yurtsever

VATANPERVERLİK : Turkish Turkish

yurtseverlik

VATANSEVER : Turkish Turkish

yurtsever (kimse)

VATANSEVERLİK : Turkish Turkish

vatansever olma durumu, yurtseverlik

VATANSIZ : Turkish Turkish

vatanı olmayan

VATKA : Turkish Turkish

giysilerde, omuzların dik durmasını sağlamak amacıyla içine pamuk vb. konulan parça

VATKALI : Turkish Turkish

omuzuna vatka konmuş olan