Turkish Turkish
VAZİFE SAHİBİ : Turkish Turkish
işi gücü olan kimse
VAZİFELENDİRİLME : Turkish Turkish
vazifelendirilmek eylemi
VAZİFELENDİRİLMEK : Turkish Turkish
vazife verilmek, görevlendirilmeki ödevlendirilmek
VAZİFELENDİRME : Turkish Turkish
vazifelendirmek eylemi
VAZİFELENDİRMEK : Turkish Turkish
ödevlendirmek
VAZİFELENDİRMEK : Turkish Turkish
görevlemdirmek
VAZİFELİ : Turkish Turkish
ödevli
VAZİFELİ : Turkish Turkish
görevli
VAZİFESİ Mİ? : Turkish Turkish
umurunda değil
VAZİFEŞİNAS : Turkish Turkish
ödevine, işine bağlı
VAZIH : Turkish Turkish
açık, aydın, belli
VAZIHAMİL, -MLİ : Turkish Turkish
doğurma
VAZIIKANUN : Turkish Turkish
yasa koyucu
VAZIYET : Turkish Turkish
el koyma
VAZİYET ALMAK : Turkish Turkish
elli bir durum ya da davranış biçimini benimsemek tavır almak, tavırtakınmak
VAZİYET ALMAK : Turkish Turkish
karşı çıkmak
VAZİYET, -Tİ : Turkish Turkish
konum
VAZİYET, -Tİ : Turkish Turkish
durum, °tavır, °hal: bu çocuğun vaziyetini hiç beyenmiyorum
VAZİYETİ TAKINMAK : Turkish Turkish
herhangi bir tavır takınmak
VAZO : Turkish Turkish
çiçek koymak için kullanılan kap, çiçeklik
VE : Turkish Turkish
ıki sözcük ya da iki tümce arasına girerek aralarında birliktelik ya da ardışıklık olduğunu anlatır
VEBA : Turkish Turkish
hasta sıçanlardan insana geçen bir mikrobun oluşturduğu bulaşıcı, öldürücübir hastalık
VEBA : Turkish Turkish
kimi hayvan hastalıklarına da veba denir
VEBAL ALTINDA KALMAK : Turkish Turkish
manevi sorumluluk yüklenmek
VEBAL, -Lİ : Turkish Turkish
günah: bu işin vebali vardır
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani