Turkish Turkish
VEBALİ BOYNUNA OLMAK : Turkish Turkish
ir işin günahını yüklenmek
VEBALİNİ ÇEKMEK : Turkish Turkish
yaptığı bir günahtan pişman olmak
VECA, -I : Turkish Turkish
ağrı
VEÇHE : Turkish Turkish
yön
VEÇHE : Turkish Turkish
yüz
VECİBE : Turkish Turkish
ödev, boyun borcu
VECİH, -ÇHİ : Turkish Turkish
yüz, °çehre
VECİH, -ÇHİ : Turkish Turkish
yol, °tarz
VECİT, -CDİ : Turkish Turkish
sevgi ya da heyecandan doğan coşkunluk, kendinden geçme, esrime
VECİTE GELMEK : Turkish Turkish
kendinden geçecek kadar coşmak, bir şey karşısında sonsuz heyecan duymak, esrimek
VECİZ : Turkish Turkish
kısa ve anlatımı etkili (söz)
VECİZE : Turkish Turkish
özdeyiş
VEDA ETMEK : Turkish Turkish
vedalaşmak, esenleşmek
VEDA ETMEK : Turkish Turkish
sevilen bir şeyle olan ilgisini kesmek
VEDA, -I : Turkish Turkish
ayrılırken birbirine esenlik dileme
VEDALAŞMA : Turkish Turkish
vedalaşmak eylemi
VEDALAŞMAK : Turkish Turkish
irbirine esenlik dileyerek ayrılmak, esenleşmek
VEDİA : Turkish Turkish
saklanılması, korunması için birine ya da bir yere bırakılan eşya, inam, °emanet
VEDİA : Turkish Turkish
kendine korunması, saklanması için eşya verilen kimsenin durumunu gösteren sözleşme
VEFA : Turkish Turkish
sevgide sebat, sevgide durma, sevgi bağlılığı
VEFA : Turkish Turkish
yetişme, kâfi gelme
VEFA ETMEK : Turkish Turkish
yetişmek, yetmek, kâfi gelmek
VEFAKÂR : Turkish Turkish
vefalı
VEFALI : Turkish Turkish
vefası olan, sevgisi geçici olmayan, hakikatli
VEFASIZ : Turkish Turkish
vefası olmayan, sevgisi çabuk geçen, hakikatsiz
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani