Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
VEFASIZLIK : Turkish Turkish

vefasız olma durumu, hakikatsizlik

VEFAT ETMEK : Turkish Turkish

ölmek

VEFAT, -TI : Turkish Turkish

(ınsan için) ölüm

VEFİYAT, -TI : Turkish Turkish

ölümler

VEHİM, -HMİ : Turkish Turkish

kuruntu

VEHİME KAPILMAK ( YA DA DÜŞMEK) : Turkish Turkish

yersiz korkuya, yanlış düşünceye kapılmak

VEHLETEN : Turkish Turkish

ılk anda, birdenbire, ansızın

VEHMETME : Turkish Turkish

vehmetmek eylemi

VEHMETMEK : Turkish Turkish

yersiz korkuya, kuşkuya düşmek, kuruntuya kapılmak, evhamlanmak

VEJETALİN : Turkish Turkish

kimi bitkilerden çıkarılan ve sadeyağ yerine kullanılan katıyağ

VEJETARYEN : Turkish Turkish

etyemez

VEJETARYENLİK : Turkish Turkish

etyemezlik

VEKÂLET, -Tİ : Turkish Turkish

vekillik

VEKÂLET, -Tİ : Turkish Turkish

akanlık

VEKÂLETEN : Turkish Turkish

vekil olarak

VEKÂLETNAME : Turkish Turkish

ir kimsenin vekil olduğunu bildiren noterlikçe onaylanmış belge

VEKİL : Turkish Turkish

irinin, işini görmesi için kendi yerine bıraktığı ya da yetki verdiği kimse

VEKİL : Turkish Turkish

akan

VEKİLHARÇ : Turkish Turkish

ir konağın alışverişini yapmakla görevli kimse

VEKİLLİK : Turkish Turkish

irinin yerine iş görme yetkisi, °naiplik

VEKİLLİK : Turkish Turkish

akanlık

VEKTÖR : Turkish Turkish

doğrultusu, yönü, uzunluğu belirli olan ve bir ok imiyle gösterilen doğru çizgi

VEKTÖR : Turkish Turkish

üyüklüğü ile yönü olan nicelik

VELADET, -Tİ : Turkish Turkish

doğum, doğma, doğuş

VELAYET, -Tİ : Turkish Turkish

velilik