Turkish Turkish
VELAYET, -Tİ : Turkish Turkish
yetke, °sulta, °otorite
VELENSE : Turkish Turkish
ir yüzü uzun tüylü kalın ve ağır battaniye
VELESPİT, -Tİ : Turkish Turkish
çiftteker, °bisiklet
VELET : Turkish Turkish
oğul, çocuk
VELET : Turkish Turkish
çocukları paylarken kullanılır
VELETİ ZİNA : Turkish Turkish
piç
VELEV : Turkish Turkish
ıster, isterse, olsa da, kaldı ki, hatta
VELHASIL : Turkish Turkish
sözün kısası, kısacası
VELHASILIKELAM : Turkish Turkish
sözün kısası, °velhasıl
VELİ : Turkish Turkish
ir çocuğun her türlü durum ve davranışlarından sorumlu olan kimse
VELİ : Turkish Turkish
ermiş, eren, °evliya
VELİAHT : Turkish Turkish
ir hükümdarın ölümünden ya da tahttan çekilmesinden sonra tahta geçmeye aday olan kimse
VELİLİK : Turkish Turkish
veli olma durumu, velinin görev ve ödevi, °velayet
VELİNİMET : Turkish Turkish
irine, etkisi yaşadıkça sürecek bir iyilik ve bağışta bulunan kimse
VELUR : Turkish Turkish
kadife
VELUT : Turkish Turkish
doğurgan
VELUT : Turkish Turkish
çok yapıt ortaya koyan, verimli
VELUTLUK : Turkish Turkish
ir yazarın çok yapıt yazması durumu, verimlilik
VELVELE : Turkish Turkish
gürültü, bağrışma
VELVELECİ : Turkish Turkish
gürültü, patırtı eden
VELVELEYE VERMEK : Turkish Turkish
gereksiz telaşa ve heyecana düşürmek
VENİLEME : Turkish Turkish
venilemek eylemi
VENİLEMEK : Turkish Turkish
köpek gibi ses çıkarmak
VENÜS : Turkish Turkish
merkür'den sonra güneş'e en yakın olan gezegen, çulpan, çobanyıldızı, °zühre
VENÜSÇARIĞI, -NI : Turkish Turkish
salepgillerden, esmer kırmızımtırak renkte olan çiçekleri çarığa benzeyen güzel bir süs bitkisi (ceypripedium calceolus)
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani