Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
VİRANE : Turkish Turkish

yıkılmış ya da yanmış olan yapılardan geriye kalan, yıkıntı, ören

VİRANELEŞME : Turkish Turkish

viraneleşmek eylemi

VİRANELEŞMEK : Turkish Turkish

viran duruma gelmek

VİRANELİK : Turkish Turkish

ev yıkıntıları bulunan yer

VİRANEYE ÇEVİRMEK : Turkish Turkish

yıkıntı durumuna getirmek

VİRGÜL : Turkish Turkish

yazılı tümcelerde kısa bir durmayı göstermek için kullanılan, kıvrık kuyruklu noktalama imi (,)

VIRILDAMA, VIRILDANMA : Turkish Turkish

vırıldamak, vırıldanmak eylemi

VIRILDAMAK, VIRILDANMAK : Turkish Turkish

usandıracak, sinirlendirecek biçimde durmadan konuşmak

VIRILTI : Turkish Turkish

vırıldama sesi

VIRLAMAK : Turkish Turkish

vırıldamak

VİRT : Turkish Turkish

dinsel bir sözü sürekli yineleme

VİRT : Turkish Turkish

çok yineleme, diline dolama

VIRT ZIRT : Turkish Turkish

sık sık, ikide birde

VİRTÜÖZ : Turkish Turkish

herhangi bir müzik aracını büyük ustalıkla çalabilen sanatçı

VİRTÜÖZLÜK : Turkish Turkish

virtüöz olma durumu

VİRÜS : Turkish Turkish

ulaşıcı hastalıklara yol açan mikrop

VIRVIRCI : Turkish Turkish

her şeyi sorun yapıp can sıkacak kadar çok konuşan (kimse)

VIRVIRCILIK : Turkish Turkish

can sıkacak kadar çok konuşma durumu

VİSAL, -Lİ : Turkish Turkish

(sevgiliye) kavuşma

VİSAMİRAL, -Lİ : Turkish Turkish

amiralden bir rütbe küçük deniz subayı

VİSKİ : Turkish Turkish

tahıllar malt yapılarak şekerlendirildikten ve gereği kadar mayalandıktan sonra damıtılarak elde edilen alkollü içki

VİSKOZ : Turkish Turkish

selüloz türevlerinin üretiminde kullanılan koloidal selüloz çözeltisi

VİSKOZİMETRE : Turkish Turkish

akışmazlıkölçer

VİSKOZİMETRİ : Turkish Turkish

akışmalık ölçüm

VİSKOZİTE : Turkish Turkish

ağdalı, koyu kıvamlı bir maddenin özelliği, ağdalık, akışmazlık