Turkish Turkish
VİŞNE : Turkish Turkish
gülgillerden, dalları kırmızımtırak, çiçekleri beyaz renkte, kiraza benzer bir ağaç (prunus cesasus)
VİŞNE : Turkish Turkish
u ağacın daha çok reçel ve şerbet yapılan, kırmızı renkte ekşimtırak meyvesi
VİŞNEÇÜRÜĞÜ, -NÜ : Turkish Turkish
çürük vişne rengi
VİŞNEÇÜRÜĞÜ, -NÜ : Turkish Turkish
s. bu renkte olan
VİŞNELİ : Turkish Turkish
vişne ile hazırlanmış, içine vişne konulmuş
VİTAMİN : Turkish Turkish
hayvansal metabolizma için gerekli olan ve organizmaya besin ya da ilaç olarak dışardan sağlanan biyokatalizör madde
VİTAMİNLİ : Turkish Turkish
vitamini olan
VİTAMİNSİZ : Turkish Turkish
vitamini olmayan
VİTAMİNSİZLİK : Turkish Turkish
vitamin eksikliğinden ya da yetersizliğinden doğan patolojik olayların tümü
VİTELLÜS : Turkish Turkish
yumurtada, kabuk ve çekirdek dışında kalan maddelerin tümü
VİTES : Turkish Turkish
otomobill, bisiklet gibi taşıtların çekiş ve hızını ayarlamaya yarayan dişliler düzeni
VİTES DEĞİŞTİRMEK : Turkish Turkish
otomobilin çekiş ve hızını değiştirmek
VİTES KOLU : Turkish Turkish
motorlu taşıtların dişlilerini birbirine geçirmeye yarayan manivela
VİTES KUTUSU : Turkish Turkish
motorlu taşıtlarda, dişlilerin içinde bulundukları yuva, °şanzıman
VİTESLİ : Turkish Turkish
vitesi olan
VİTESLİ : Turkish Turkish
elirtilen sayıda vitesi olan
VİTESSİZ : Turkish Turkish
vitesi olmayan
VİTİR, -TRİ : Turkish Turkish
yatsı namazından sonra kılınan üç rekât namaz
VİTRAY : Turkish Turkish
irbirine bağlı kurşun bölmelere yerleştirilmiş renkli cam parçalarından oluşan, saydam pencere süslemesi ya da resim
VİTRİN : Turkish Turkish
ir dükkân ya da mağazanın sokaktan camla ayrılan ve mal sergilemek içinkullanılan yeri, sergen
VİTRİN : Turkish Turkish
ıçine konan şeylerin görünmesi için yapılmış camlı dolap
VİTRİN : Turkish Turkish
görünürde olan yüz
VİYA : Turkish Turkish
dümeni ortaya alarak gemiyi bulunduğu doğrultuda yürütme
VİYA : Turkish Turkish
gemiye belirli bir doğrultu verildikten sonra, aynı doğrultuda tutması için dümenciye verilen komut
VİYADÜK : Turkish Turkish
ir vadi, bir nehir üstünden bir demiryolunun ya da karayolunun geçişini sağlayan, ayaklar üzerine oturtulmuş yüksek ve uzun köprü
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani