Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
VİYAK : Turkish Turkish

ebeğin ağlarken çıkardığı ses

VİYAK VİYAK : Turkish Turkish

viyaklayarak

VİYAKLAMA : Turkish Turkish

viyaklamak eylemi

VİYAKLAMAK : Turkish Turkish

viyak diye ses çıkararak bağırmak, ağlamak

VİYAKLATMA : Turkish Turkish

viyaklatmak eylemi

VİYAKLATMAK : Turkish Turkish

viyaklamasına neden olmak

VİYAKLAYIŞ : Turkish Turkish

viyaklamak eylemi ya da biçimi

VİYOLA : Turkish Turkish

kemana benzer, kemandan büyük bir çalgı, °alto

VİYOLACI : Turkish Turkish

viyola çalan kimse

VİYOLONİST, -Tİ : Turkish Turkish

keman çalan sanatçı

VİYOLONSEL : Turkish Turkish

viyoladan büyük, kontrbastan küçük, dört sürtme telli bir orkestra çalgısı

VİYOLONSELİST : Turkish Turkish

viyolonsel çalan sanatçı

VIZ : Turkish Turkish

öcek uçarken ya da atılan bir şey hızla geçerken çıkan ses

VIZ GELİP TIRIS GİTMEK : Turkish Turkish

hiç önemsememek, aldırış etmemek

VIZ VIZ : Turkish Turkish

sürekli vız sesi çıkararak

VİZE : Turkish Turkish

kimi resmi kâğıtlara "görülmüştür" anlamında konulan im ve bu imi koyma işi

VİZE : Turkish Turkish

ir ülkeye girmek ya da bir ülkeden çıkmak için yetkili orunlardan alınması gerekli izin

VİZE : Turkish Turkish

üniversite ve yüksekokullarda yarıyıl içinde yapılan sınav

VİZE ALMAK : Turkish Turkish

ir ülkeye giriş izni işlemini konsoloslukta yaptırmak

VIZILDAMA : Turkish Turkish

vızıldamak eylemi

VIZILDAMAK : Turkish Turkish

vız diye ses çıkarmak

VIZILDAMAK : Turkish Turkish

hafif sesle ve bezdirici biçimde yakınmak, sızlanmak

VIZILDANIŞ : Turkish Turkish

vızıldanmak eylemi ya da biçimi

VIZILDANMA : Turkish Turkish

vızıldanmak eylemi

VIZILDANMAK : Turkish Turkish

yakınmak, sızlanmak