Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
VOLEYBOLCU : Turkish Turkish

uçantop oyuncusu

VOLFRAM : Turkish Turkish

atom sayısı 74, atom ağırlığı 184 olan, 19,1 yoğunluğunda, sert ve ancak 3000°c'de ergiyen bir element, tungsten, simgesi w

VOLİ : Turkish Turkish

alıkçı kayıklarının balıkları çevirmek için denize fırdolayı ağ salmaları

VOLİ : Turkish Turkish

vurgun, kazanç, kâr

VOLİ AĞI : Turkish Turkish

kayıkla denize salındıktan sonra her iki kolunun halatlarıyla karaya çekilen balık ağı

VOLİ ÇEVİRMEK : Turkish Turkish

voli ile balık avlamak

VOLİ ÇEVİRMEK : Turkish Turkish

tuzağa düşürmek

VOLİ VURMAK : Turkish Turkish

vurgun vurmak

VOLKAN : Turkish Turkish

yanardağ

VOLKANİK : Turkish Turkish

volkanla ilgili

VOLKANİK : Turkish Turkish

ıçinde volkan bulunan

VOLT, -TU : Turkish Turkish

elektromotor gücün ya da gerilimin birimi, simgesi v

VOLTA : Turkish Turkish

ir halatı bir yere bir kez dolaştırma ya da babalara yöntemince sarma

VOLTA : Turkish Turkish

zincirin demire ya da iki zincirin birbirine dolaşması

VOLTA : Turkish Turkish

geminin yele karşı gidebilmek için sağa sola zikzak yapması

VOLTA : Turkish Turkish

aşağı yukarı gidip gelme

VOLTA ATMAK : Turkish Turkish

ir aşağı bir yukarı dolaşmak

VOLTA VURMAK : Turkish Turkish

gemi zikzak yapmak

VOLTA VURMAK : Turkish Turkish

ir aşağı bir yukarı dolaşmak

VOLTAJ : Turkish Turkish

(elektrikte) gerilim

VOLTALAMA : Turkish Turkish

voltalamak eylemi

VOLTALAMAK : Turkish Turkish

aşağı yukarı gidip gelmek

VOLTAMETRE : Turkish Turkish

ir elektrotta, açığa çıkan madde miktarına göre devreden geçen elektrik miktarını ölçmeye yarayan aygıt

VOLTAMPER : Turkish Turkish

dalgalı gerilimde, 1 voltluk bir gerilim altında 1 amperlik bir akımın ürettiği güç birimi

VOLTASINI ALMAK : Turkish Turkish

kaçmak, savuşmak, çekilmek, gitmek