Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
VUKUFSUZ : Turkish Turkish

ilgisiz

VUKUFSUZLUK : Turkish Turkish

ilgisizlik

VULVA : Turkish Turkish

ferç

VUR ABALIYA : Turkish Turkish

ütün özverinin yumuşak huylu kişiye yüklenmesi, sessiz, güçsüz kişinin hırpalanması, hakkının çiğnenmesi durumu

VUR AŞAĞI TUT YUKARI : Turkish Turkish

uzun uzun çekişerek, sıkı pazarlık ederek

VUR DEDİMSE ( YA DA DEDİKSE) ÖLDÜR DEMEDİM ( YA DA DEMEDİK) YA : Turkish Turkish

ir dileği yerine getirirken aşırılığa düşene karşı söylenir

VUR PATLASIN, ÇAL OYNASIN : Turkish Turkish

aşırı zevk ve eğlenceyi anlatır

VURAÇ : Turkish Turkish

tokaç, °raket

VURDUĞU YERDEN SES GELMEK : Turkish Turkish

çok kuvvetli vurmak, eli ağır olmak

VURDUKÇA TOZUMAK : Turkish Turkish

üzerinde çalışıldıkça, yanlışları düzeltildikçe yeni kusurları ortaya çıkmak

VURDUMDUYMAZ : Turkish Turkish

anladığı halde anlamamış gibi davranan, umursamaz, aldırmaz, aldırışsız, duygusuz

VURDUMDUYMAZ KÖR AYVAZ (OLMAK) : Turkish Turkish

duygusuz (olmak)

VURDUMDUYMAZLIK : Turkish Turkish

aldırmazlık, aldırışsızlık, umursamazlık

VURDUMDUYMAZLIK : Turkish Turkish

anlayışsızlık, kavrayışsızlık

VURDUMDUYMAZLIKTAN GELMEK : Turkish Turkish

aldırış etmemek, umursamamak, önem vermemek

VURDURMA : Turkish Turkish

vurdurmak eylemi

VURDURMAK : Turkish Turkish

vurmasına yol açmak

VURDURULMA : Turkish Turkish

vurdurulmak eylemi

VURDURULMAK : Turkish Turkish

vurdurmak eylemi yapılmak

VURGU : Turkish Turkish

konuşma ya da okuma sırasında bir hece ya da sözcüğün diğerlerinden daha baskılı söylenmesi

VURGULAMA : Turkish Turkish

vurgulamak eylemi

VURGULAMAK : Turkish Turkish

vurgu ile söylemek

VURGULAMAK : Turkish Turkish

ir yazı ya da konuşmada sürekli olarak öne sürülen, önemle belirtilmekistenen düşünceye dikkati çekmek, belli bir noktayı altını çizerek belirtmek

VURGULAMAK : Turkish Turkish

elirlemek, damgasını vurmak

VURGULANIŞ : Turkish Turkish

vurgulanmak eylemi ya da biçimi