Turkish Turkish
VURUCU GÜÇ : Turkish Turkish
sivil bir örgüt içinde oluşturulan silahlı kadro
VURUK : Turkish Turkish
üyüyüp gelişmemiş
VURULMA : Turkish Turkish
vurulmak eylemi
VURULMAK : Turkish Turkish
vurmak eylemine konu olmak
VURULMAK : Turkish Turkish
aşık olmak, gönül kaptırmak, sevdalanmak
VURULUŞ : Turkish Turkish
vurulmak eylemi ya da biçimi
VURUNMA : Turkish Turkish
vurunmak eylemi
VURUNMAK : Turkish Turkish
(ığne , sülük, yakı için) vurma işlemini kenidi üstünde uygulatmak
VURUNMAK : Turkish Turkish
giyinmek, koymak, önünmek
VURUNTU : Turkish Turkish
ateşleme bozukluğu nedeniyle bir motorun içinden gelen gürültü ve bu gürültüden anlaşılan çalışma düzensizliği
VURUŞ : Turkish Turkish
vurmak eylemi ya da biçimi
VURUŞ : Turkish Turkish
ir ölçüyü oluşturan eşitsüreli parça
VURUŞ : Turkish Turkish
ir kuvvetin etkileme süresi ile yeğinliğinin çarpımından çıkarılan nicelik
VURUŞKAN : Turkish Turkish
dövüşken
VURUŞKANLIK : Turkish Turkish
dövüşkenlik
VURUŞMA : Turkish Turkish
vuruşmak eylemi
VURUŞMAK : Turkish Turkish
irbirini vurmak, dövüşmek
VURUŞMAK : Turkish Turkish
savaşmak, çarpışmak
VURUŞTURMA : Turkish Turkish
vuruşturmak eylemi
VURUŞTURMAK : Turkish Turkish
vuruşmasını sağlamak, vurmasına neden olmak
VÜRUT : Turkish Turkish
geliş, gelme
VÜSAT, -Tİ : Turkish Turkish
genişlik
VÜSAT, -Tİ : Turkish Turkish
uzam
VUSLAT, -TI : Turkish Turkish
(sevgiliye) kavuşma
VUSUL BULMAK : Turkish Turkish
ulaşmak, varmak
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani