Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
YAKA BİR TARAFTA, PAÇA BİR TARAFTA : Turkish Turkish

kılığı kıyafeti dağınık bir durumda

YAKA ISIRMAK : Turkish Turkish

şaşırarak "allah esirgesin" demek

YAKA PAÇA (GÖTÜRMEK) : Turkish Turkish

hiçbir itiraz dinlemeden ve zorla (götürmek)

YAKA PAÇA ETMEK : Turkish Turkish

zorla götürmek, atmak, çıkarmak

YAKACAK : Turkish Turkish

odun, kömür, mazot gibi ısı sağlamak için yakılan madde, yakıt, °mahrukat

YAKADAN ATMAK : Turkish Turkish

savıp kurtulmak

YAKADAN GEÇİRMEK : Turkish Turkish

evlatlık olarak kabul etmek

YAKALAMA : Turkish Turkish

yakalamak eylemi

YAKALAMA : Turkish Turkish

sanığın yargıç kararı olmaksızın özgürlüğünün kısıtlanmasını doğuran koruma önlemi

YAKALAMAK : Turkish Turkish

ir kimseyi ya da bir şeyi elle tutmak

YAKALAMAK : Turkish Turkish

kaçan kimseyi ya da nesneyi ele geçirmek

YAKALAMAK : Turkish Turkish

ir kimsenin gitmesini engellemek; durdurmak

YAKALAMAK : Turkish Turkish

ir kimseyi hoşa gitmeyecek bir durumda bulmak, bir kimsenin suçu ortaya çıkmak

YAKALAMAK : Turkish Turkish

(bir kimsenin suçluluğunu gösteren) söz, bakış ya da işareti fark etmek

YAKALAMAK : Turkish Turkish

irdenbire etkisi altına almak

YAKALAMAK : Turkish Turkish

arayarak ya da rastlantı sonucu bulmak

YAKALAMAK : Turkish Turkish

irinin kendini yalanlayacak bir şeyini ortaya koymak

YAKALANIŞ : Turkish Turkish

yakalanmak eylemi ya da biçimi

YAKALANMA : Turkish Turkish

yakalanmak eylemi

YAKALANMAK : Turkish Turkish

yakalamak eylemi yapılmak, ele geçirilmek

YAKALANMAK : Turkish Turkish

irinin kendisini zor duruma düşürecek bir şeyi, bir suçu ortaya çıkmak: okuldan kaçıp sinemaya girerken yakalandılar

YAKALANMAK : Turkish Turkish

(bir hastalığa, karşılaşmak istenilmeyen birine ya da kötü bir duruma)tutulmak

YAKALATIŞ : Turkish Turkish

yakalatmak eylemi ya da biçimi

YAKALATMA : Turkish Turkish

yakalatmak eylemi

YAKALATMAK : Turkish Turkish

yakalanmasını sağlamak