Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
YAKALATMAK : Turkish Turkish

suçluyu ele geçirtmek

YAKALAYIŞ : Turkish Turkish

yakalamak eylemi ya da biçimi

YAKALI : Turkish Turkish

herhangi bir biçimde yakası olan

YAKALIK : Turkish Turkish

yaka yapmak için kullanılan

YAKALIK : Turkish Turkish

erkek gömleklerinin üzerine takılan eğreti yaka

YAKALIK : Turkish Turkish

yaka

YAKALIKAMÇILILAR : Turkish Turkish

deniz ya da tatlı sularda yaşayan kamçılı, birgözeli hayvanlar familyası

YAKAMOZ : Turkish Turkish

gece denizde balıkların ya da küreklerin kımıldanışıyla oluşan parıltı

YAKAMOZLANMA : Turkish Turkish

yakamozlanmak eylemi

YAKAMOZLANMAK : Turkish Turkish

(denizde) yakamozlar oluşmak

YAKARI, YAKARIŞ : Turkish Turkish

yakarmak eylemi ya da biçimi

YAKARI, YAKARIŞ : Turkish Turkish

tanrı'dan bir şey dilemek amacıyla söylenen söz, °dua, °münacaat

YAKARMA : Turkish Turkish

yakarmak eylemi

YAKARMAK : Turkish Turkish

israrla istemek, yalvarmak, °niyaz etmek

YAKASI AÇILMADIK : Turkish Turkish

hiç duyulmamış, ayıp (sövgü ya da açık saçık nükte)

YAKASINA ÇÖKMEK : Turkish Turkish

zorlamak, baskı yapmak

YAKASINI BIRAKMAK : Turkish Turkish

ahat bırakmak, ısrar etmemek

YAKASINI KAPTIRMAK : Turkish Turkish

ir şeyin, bir kimsenin etkisinden kendisini kurtaramamak

YAKASIZ : Turkish Turkish

yakası olmayan

YAKAYI ELE VERMEK : Turkish Turkish

kaçamayarak ele geçmek

YAKAYI KURTARMAK ( YA DA SIYIRMAK) : Turkish Turkish

kurtulmak

YAKI : Turkish Turkish

kimi hastalıkları sağaltmak amacıyla bir bez üzerine yayılıp vücudun kimi yerlerine konulan, koyuca lapa ya da özel biçimde yapılmış eczalı parça: hardal yakısı

YAKI AÇMAK : Turkish Turkish

iyileştirmek için bir yarayı açıp işletmek

YAKI VURMAK : Turkish Turkish

yakı yapıştırmak

YAKIAĞACI, -NI : Turkish Turkish

kabukları yakı olarak kullanılan defne türünden bir ağaç (daphne quidium)