Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
YAKICI : Turkish Turkish

yakma özelliği olan, yakan

YAKICI : Turkish Turkish

etkili, dokunaklı

YAKICI : Turkish Turkish

yakı yapan ya da satan kimse

YAKICI : Turkish Turkish

aşka bir maddeyle birleşerek o maddenin yanmasını sağlayan (madde)

YAKICILIK : Turkish Turkish

yakıcı olma durumu

YAKICILIK : Turkish Turkish

yakı yapma işi

YAKILAMA : Turkish Turkish

yakılamak eylemi

YAKILAMAK : Turkish Turkish

yakı vurmak

YAKILIŞ : Turkish Turkish

yakılmak eylemi ya da biçimi

YAKILMA : Turkish Turkish

yakılmak eylemi

YAKILMAK : Turkish Turkish

yakmak (i), (ii) eylemi yapılmak

YAKİN : Turkish Turkish

sağlam, kesin bilgi

YAKİN : Turkish Turkish

ir şeyi iyice, kesinlikle bilme

YAKIN : Turkish Turkish

(zamanda ve yerde) az bir ara ile ayrılmış olan

YAKIN : Turkish Turkish

küçük, önemsiz değişikliklerle birbirinden ayrılan

YAKIN : Turkish Turkish

aralarında sıkı ilgi bulunan

YAKIN : Turkish Turkish

enzeyen, andıran

YAKIN : Turkish Turkish

erişmesi, olması zaman bakımından yaklaşmış olan

YAKIN : Turkish Turkish

uzak olmayan yer

YAKIN : Turkish Turkish

aralarında sıkı ilişki olan arkadaş, dost ya da akraba

YAKIN : Turkish Turkish

uzak olmayarak

YAKIN AKRABA : Turkish Turkish

irinci derecede yakınlığı olan akraba

YAKIN ANLAMLI (SÖZCÜKLER) : Turkish Turkish

anlamları arasındaki ayrım çok az olan (sözcükler)

YAKIN BENZEŞME : Turkish Turkish

sözcükte yan yana düşen iki ünsüzün birbirine etkisi

YAKIN BENZEŞMEZLİK : Turkish Turkish

ir sözcükte yan yana bulunan aynı ya da benzer iki sesten birinin değişikliğe uğraması