Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
YAKINÇAĞ : Turkish Turkish

fransız büyük ıhtilali'nden (1789) zamanımıza kadar olan süre

YAKINDA : Turkish Turkish

yakın bir yerde

YAKINDA : Turkish Turkish

çok geçmeden

YAKINDA : Turkish Turkish

son günlerde

YAKINDAN : Turkish Turkish

yakın bir yerden, yakın olarak

YAKINDAN BİLMEK ( YA DA TANIMAK) : Turkish Turkish

ir kimseyi ya da şeyi tüm özellikleriyle bilmek ya da tanımak

YAKINDOĞU : Turkish Turkish

akdeniz'in doğu kıyısındaki ülkelerle (suriye, mısır, lübnan, ısrail) ürdün'ün oluşturduğu bütüne verilen ad

YAKİNEN : Turkish Turkish

(bilgi, bilme için) sağlam olarak, iyice

YAKINI : Turkish Turkish

karşısındaki kişi ya da kişilere, bir durumu yakınarak, sızlanarak anlatma, yakınma, sızlanma, °şikâyet

YAKINIŞ : Turkish Turkish

yakınmak eylemi ya da biçimi

YAKINLARDA : Turkish Turkish

yakın yerlerde, çevrede

YAKINLARDA : Turkish Turkish

son zamanlarda

YAKINLAŞMA : Turkish Turkish

yakınlaşmak eylemi

YAKINLAŞMAK : Turkish Turkish

yakın bir duruma gelmek, yaklaşmak

YAKINLAŞMAK : Turkish Turkish

aralarındaki ilgi, sevgi daha güçlü bir duruma gelmek

YAKINLAŞTIRMA : Turkish Turkish

yakınlaştırmak eylemi

YAKINLAŞTIRMAK : Turkish Turkish

yakın bir duruma getirmek, yaklaştırmak

YAKINLAŞTIRMAK : Turkish Turkish

aralarında sıkı ilgi kurmak

YAKINLIK : Turkish Turkish

yakın olma durumu

YAKINLIK : Turkish Turkish

duygusal bağ ya da akrabalık ilişkisi

YAKINLIK DUYMA : Turkish Turkish

irine karşı sevgi ve ilgi duymak

YAKINLIK EYLEMİ : Turkish Turkish

ir eylemin
e'li ulacıyla yazmak eyleminin birleşmesinden oluşan ve kavramda olayın çok yaklaştığını gösteren birleşik eylem

YAKINLIK GÖRMEK : Turkish Turkish

ilgi, sevgi görmek

YAKINLIK GÖSTERMEK : Turkish Turkish

iriyle ilgilenmek, sevgiyle davranmak

YAKINMA : Turkish Turkish

yakınmak (i, ii) eylemi, °şikâyet, °şekva