Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
YALABIK : Turkish Turkish

şimşek

YALABIK : Turkish Turkish

güzel, yakışıklı, sevimli

YALABIK : Turkish Turkish

ıkiyüzlü, kaypak

YALABIKLIK : Turkish Turkish

yalabık olma durumu, parlaklık

YALABIMAK : Turkish Turkish

parıldamak, parlamak, ışıldamak

YALABIMAK : Turkish Turkish

şimşek çakmak

YALAK : Turkish Turkish

hayvanların su içtikleri taş ya da ağaçtan oyma kap

YALAK : Turkish Turkish

çeşme musluk vb.nin altına akan suyun çevreye sıçramasını ya da akıp gitmesini önlemek için konulan delikli taş tekne

YALAK : Turkish Turkish

oşboğaz, söz taşıyan

YALAKA : Turkish Turkish

dalkavuk

YALAKA : Turkish Turkish

arsız, sırnaşık

YALAKA OLMAK : Turkish Turkish

dalkavuklaşmak

YALAKA OLMAK : Turkish Turkish

arsızlaşmak

YALAKLANMAK : Turkish Turkish

açgözlülük yapmak

YALAKLANMAK : Turkish Turkish

dalkavukluk yapmak

YALAKLIK : Turkish Turkish

dalkavukluk, boşboğazlık

YALAMA : Turkish Turkish

yalamak eylemi

YALAMA : Turkish Turkish

üzeri düzleşmiş, aşınmış olan

YALAMA : Turkish Turkish

fırça izlerini belli etmeden yapılan (resim)

YALAMA OLMAK : Turkish Turkish

aşınmak

YALAMA UÇUŞ : Turkish Turkish

yere çok yakın olarak yapılan ustaca uçuş

YALAMAK : Turkish Turkish

ir şeyin üzerinden dilini sürüp geçirmek

YALAMAK : Turkish Turkish

dilini gezdirerek bir şeyin üzerindekini atmak

YALAMAK : Turkish Turkish

sıyırarak, dokunarak geçmek

YALAMAK : Turkish Turkish

(dalgalar) geminin içine girmeyip yalnız bordasını sıyırarak geçmek