Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
YALANCILIK : Turkish Turkish

yalan söz

YALANCININ EVİ YANMIŞ KİMSE İNANMAMIŞ : Turkish Turkish

yalan söylemeyi huy edinen kimsenin sözlerine, gerçeği söylediği zaman bile inanılmaz

YALANCININ MUMU YATSIYA KADAR YANAR : Turkish Turkish

söylenen söz yalansa durum çok geçmeden anlaşılır

YALANCISAFRAN : Turkish Turkish

ileşikgillerden, çiçekleri safrana benzeyen bir bitki, papağanyemi, °aspur (carthamus tinctorius)

YALANDAN : Turkish Turkish

gerçek olmayarak, yapmacık bir biçimde, oyun olsun diye, yalancıktan, °sureta

YALANDAN : Turkish Turkish

gösteriş olsun diye, özen göstermeden, önem vermeyerek, üstünkörü

YALANI ÇIKMAK : Turkish Turkish

ir kimsenin yalan söylediği anlaşılmak

YALANINI YAKALAMAK ( YA DA TUTMAK) : Turkish Turkish

ir kimsenin yalan söylediğini anlamak

YALANIŞ : Turkish Turkish

yalanmak eylemi ya da biçimi

YALANLAMA : Turkish Turkish

yalanlamak eylemi, °tekzip

YALANLAMAK : Turkish Turkish

(haber, söz için) gerçek olmadığını bildirmek, yalan olduğunu açıklamak, °tekzip etmek

YALANLANIŞ : Turkish Turkish

yalanlanmak eylemi ya da biçimi

YALANLANMA : Turkish Turkish

yalanlanmak eylemi

YALANLANMAK : Turkish Turkish

yalanlamak eylemi yapılmak ya da yalanlamak eylemine konu olmak

YALANMA : Turkish Turkish

yalanmak eylemi

YALANMAK : Turkish Turkish

kendini yalamak

YALANMAK : Turkish Turkish

yalamak eylemi yapılmak ya da yalamak eylemine konu olmak

YALANSIZ : Turkish Turkish

ıçinde yalan olmayan

YALANSIZ : Turkish Turkish

doğru, bir biçimde

YALAP YALAP : Turkish Turkish

parıl parıl, parıldayarak

YALAPŞAP, YALAPŞALAP : Turkish Turkish

aştan savma, üstünkörü, yarım yamalak

YALATMA : Turkish Turkish

yalatmak eylemi

YALATMAK : Turkish Turkish

yalamak eylemini yaptırmak

YALAYICI : Turkish Turkish

yalayan: çanak yalayıcı

YALAYIP GEÇMEK : Turkish Turkish

(rüzgâr, dalga vb. için) sıyırarak, dokunarak hızla geçmek