Turkish Turkish
YALAYIP YUTMAK 1) : Turkish Turkish
iştahla yemek
YALAYIP YUTMAK 1) : Turkish Turkish
kötü bir davranış, söz karşısında ses çıkarmamak, kabullenmek
YALAYIŞ : Turkish Turkish
yalamak eylemi ya da biçimi
YALAZ, YALAZA : Turkish Turkish
alev
YALAZLAMA : Turkish Turkish
yalazlamak eylemi
YALAZLAMAK : Turkish Turkish
ir şeyi alevden geçirmek
YALAZLANMA : Turkish Turkish
yalazlanmak eylemi
YALAZLANMAK : Turkish Turkish
ateş alevle yanmak, alevle tutuşmak
YALBIRDAK : Turkish Turkish
çıplak, yarı çıplak, don gömlek
YALÇIN : Turkish Turkish
düz, sarp
YALÇIN : Turkish Turkish
düz, kaygan
YALÇINLAŞMAK : Turkish Turkish
yalçın duruma gelmek
YALÇINLIK : Turkish Turkish
yalçın olma durumu
YALDIRAK : Turkish Turkish
parlak. cilalı
YALDIZ : Turkish Turkish
eşyaya altın ya da gümüş görünüşü vermek için kullanılan, sıvı ya da yaprak durumundaki altın, gümüş ve bunların taklidi olan madde
YALDIZ : Turkish Turkish
u madde ile eşyalara yapılan süs
YALDIZ : Turkish Turkish
aldatıcı dış görünüş, göz boyama
YALDIZCI : Turkish Turkish
yaldız işleri yapan kimse
YALDIZCI : Turkish Turkish
ir şeyin içyüzüne değil de gösterişe önem veren (kimse)
YALDIZCILIK : Turkish Turkish
yaldızcının zanaatı
YALDIZCILIK : Turkish Turkish
gösterişli fakat değersiz iş yapma
YALDIZLAMA : Turkish Turkish
yaldızlamak eylemi
YALDIZLAMA : Turkish Turkish
ciltlenmiş kitapların kapak ya da kenarlarını saf altınla süsleme, °tezhip
YALDIZLAMAK : Turkish Turkish
ir eşyayı yaldızla kaplamak, yaldız sürerek süslemek
YALDIZLAMAK : Turkish Turkish
parlatmak
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani