Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
YALIN : Turkish Turkish

alev

YALIN : Turkish Turkish

(söz, yazı için) gösterişsiz, süssüz, °sade

YALIN : Turkish Turkish

çıplak

YALIN AD : Turkish Turkish

irleşik olmayan ve yapım eki almamış bulunan ad

YALIN BELİRTEÇ : Turkish Turkish

irleşik olmayan ve yapım eki almamış bulunan belirteç

YALIN BİÇEM : Turkish Turkish

uzatmalardan, parlak imgeli buluşlardan, süsiü benzetmelerden, eğretilemelerden uzak biçem

YALIN DURUM : Turkish Turkish

ad soylu sözcüğün taşıdığı kavramı bildirme durumu. türkçe'de bu durumda ek kullanılmaz, °mücerret, °nominatif

YALIN SIFAT : Turkish Turkish

irleşik olmayan ve yapım eki almamış bulunan sıfat

YALIN SÖZCÜK : Turkish Turkish

kökü parçalanmayan sözcük, basit sözcük

YALIN TÜMCE : Turkish Turkish

ir çekimli eylemle kurulan tümce, basit tümce

YALIN ZAMAN : Turkish Turkish

ekeylem kullanılmadan kurulan çekimli eylemin belirttiği zaman

YALINAYAK : Turkish Turkish

ayakları çıplak

YALINAYAK : Turkish Turkish

çıplak ayakla

YALINAYAK BAŞI KABAK : Turkish Turkish

ayağı ve başı çıplak

YALINAYAK BAŞI KABAK : Turkish Turkish

çok perişan bir kılıkta

YALINÇ : Turkish Turkish

irleşik olmayan, yalnız bir maddeden oluşan

YALINÇ : Turkish Turkish

karışık olmayan, basit

YALINCAK : Turkish Turkish

çıplak

YALINCILIK : Turkish Turkish

yalın şeylerden hoşlanma

YALINCILIK : Turkish Turkish

her şeyde yalınlık arama

YALINÇLAŞMA : Turkish Turkish

yalınçlaşmak eylemi

YALINÇLAŞMAK : Turkish Turkish

yalınç duruma gelmek

YALINÇLIK : Turkish Turkish

yalınç olma durumu

YALINGAÇ : Turkish Turkish

kabuğu çatlayıp soyulan

YALINGÖZ : Turkish Turkish

gözkapakları olmayan