Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
YALNIZCILIK : Turkish Turkish

ir ülkenin dış ekonomik ilişkilerini keserek kendi sınırları içinde tek başına bir ekonomi siyasası izlemesi, °infiratçılık

YALNIZLAŞMA : Turkish Turkish

yalnızlaşmak eylemi

YALNIZLAŞMAK : Turkish Turkish

yalnız duruma gelmek, tenhalaşmak

YALNIZLIK : Turkish Turkish

yalnız olma durumu, kimsesizlik

YALNIZLIK : Turkish Turkish

kimse bulunmama durumu, ıssızlık, tenhalık

YALNIZLIK POLİTİKASI : Turkish Turkish

hiçbir devletle antlaşma yapmamaya dayanan siyaset

YALNIZLIKĞA İTMEK : Turkish Turkish

yalnız bırakmak, tek başına bırakmak

YALOVA KAYMAKAMI : Turkish Turkish

kendini önemli kişi sananlar için şaka yollu söylenir

YALP YALP : Turkish Turkish

işıl ışıl

YALPA : Turkish Turkish

üzgâr ya da dalgaların etkisiyle geminin bir sancağa, bir iskeleye yatıp kalkması

YALPA : Turkish Turkish

aynı doğrultuda yürüyememe, iki yana sallanarak yürüme

YALPA VURMAK : Turkish Turkish

(deniz taşıtları) rüzgâr ya da dalgaların etkisiyle iki yana sallanmak

YALPA VURMAK : Turkish Turkish

iki yana eğilerek yürümek

YALPAK : Turkish Turkish

sokulgan, cana yakın

YALPAK : Turkish Turkish

yüze gülücü, dalkavuk

YALPAK : Turkish Turkish

sarp yer, uçurum

YALPAKLIK : Turkish Turkish

yalpak olma durumu

YALPALAMA : Turkish Turkish

yalpalamak eylemi

YALPALAMAK : Turkish Turkish

dengesi bozularak bir sağa, bir sola eğilmek

YALPALATMAK : Turkish Turkish

yalpalamasına neden olmak

YALPI : Turkish Turkish

eğimli yüzey, yamaç

YALPI : Turkish Turkish

ıki tepe arasındaki düzlük

YALPIK : Turkish Turkish

derinliği az ve geniş olan, yayvan

YALPILI : Turkish Turkish

ir yanı öbüründen yüksek ya da kalın

YALTAK : Turkish Turkish

yaltaklanma huyu olan, °mütebasbıs