Turkish Turkish
YAMANLAŞMAK : Turkish Turkish
yaman duruma gelmek
YAMANMA : Turkish Turkish
yamanmak eylemi
YAMANMAK : Turkish Turkish
yamalanmak
YAMANMAK : Turkish Turkish
(kötü bir şey ya da kimse) birinin üstünde kalmak, yük olmak, yükletilmek
YAMATMA : Turkish Turkish
yamatmak eylemi
YAMATMAK : Turkish Turkish
yamamak eylemini yaptırmak
YAMAYIŞ : Turkish Turkish
yamamak eylemi ya da biçimi
YAMÇI : Turkish Turkish
ir yüzü uzun tüylü, kalın yünden dokunarak yapılmış yağmurluk
YAMPALA : Turkish Turkish
irinin, yeni bir durum karşısında ne yapacağını kestiremeyerek şaşkınlık geçirdiğini teklifsiz ve alaylı olarak anlatan yampala zeydün deyiminde geçer
YAMPİRİ : Turkish Turkish
eğri büğrü, yan yan ve çarpık giden
YAMPİRİ YAMPİRİ : Turkish Turkish
eğri büğrü ve çarpık bir biçimde
YAMPİRİLEŞME : Turkish Turkish
yampirileşmek eylemi
YAMPİRİLEŞMEK : Turkish Turkish
yampiri duruma gelmek
YAMPİRİLİK : Turkish Turkish
yampiri olma durumu
YAMRU YUMRU : Turkish Turkish
eğri büğrü, çarpık; engebeli
YAMRULMA : Turkish Turkish
yamrulmak eylemi
YAMRULMAK : Turkish Turkish
yamru yumru bir duruma gelmek
YAMUK : Turkish Turkish
ir yana doğru eğik olan
YAMUK : Turkish Turkish
yalnız iki kenarı koşut olan dörtgen
YAMUK YUMUK : Turkish Turkish
yamru yumru
YAMUKLUK : Turkish Turkish
yamuk olma durumu, eğiklik
YAMULMA : Turkish Turkish
yamulmak eylemi
YAMULMAK : Turkish Turkish
yamuk duruma gelmek, eğrilmek
YAMULTMA : Turkish Turkish
yamultmak eylemi
YAMULTMAK : Turkish Turkish
yamuk duruma getirmek
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani