Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
YANAŞIK NİZAM : Turkish Turkish

(kişi ya da araçlar için) birbirinin yanında ve aynı hizada düzenli duruma

YANAŞIKLIK : Turkish Turkish

yanaşık olma durumu

YANAŞILMA : Turkish Turkish

yanaşılmak eylemi

YANAŞILMAK : Turkish Turkish

yanaşmak eylemi yapılmak

YANAŞLIK : Turkish Turkish

deniz ya da ırmakta iskele

YANAŞMA : Turkish Turkish

yanaşmak eylemi

YANAŞMA : Turkish Turkish

genellikle bir çiftçi yanında çalışan işçi, tutma

YANAŞMAK : Turkish Turkish

ir şeyin, bir kimsenin yanına gelmek

YANAŞMAK : Turkish Turkish

(vapur, kayık vb.) kıyıya varmak

YANAŞMAK : Turkish Turkish

karışmak, ilgilenmek, istek göstermek

YANAŞMAK : Turkish Turkish

ılişki kurmak

YANAŞMALIK : Turkish Turkish

yanaşma2 olma durumu

YANAŞTIRMA : Turkish Turkish

yanaştırmak eylemi

YANAŞTIRMAK : Turkish Turkish

yanaşmasını sağlamak

YANAY : Turkish Turkish

ir cismin düşey kesiti

YANAY : Turkish Turkish

katmanları gösteren kesit

YANAY DOĞRUSU : Turkish Turkish

yer eksenine dik olan doğru, profil doğrusu

YANAY DÜZLEMİ : Turkish Turkish

yer eksenine dik olan düzlem, profil düzlemi

YANAZ : Turkish Turkish

ters, huysuz, inatçı

YANAZLIK : Turkish Turkish

ters, huysuz, inatçı olma durumu

YANCI : Turkish Turkish

düşmana karşı ilerleyen bir kuvvetin yandan gelebilecek baskınlardan korunmak amacıyla çıkardığı emniyet birliği

YANDAN ÇARKLI : Turkish Turkish

şekeri yanına konmuş olan kahve ya da çay

YANDAŞ : Turkish Turkish

irinden yana olan ya da bir düşünceye, bir isteğe katılan, onu destekleyen (kimse), yanlı, °taraftar

YANDAŞLIK : Turkish Turkish

yandaş olma durumu, °taraftarlık

YANDIK : Turkish Turkish

aklagillerden, sıcak ve kurak bölgelerde yetişen, sarımtırak küçük tohumlarından kudret helvasına benzer bir madde elde edilen bitki (alhagi maurorum)