Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
YANDIRMA : Turkish Turkish

tarlayı, ertesi yıl ekmek için bir kez sürüp bırakma

YANDIRMAK : Turkish Turkish

yanmasına neden olmak, yakmak

YANGI : Turkish Turkish

vücudun, mikroplara karşı koymak için herhangi bir yerine fazla kan hücumu ile orada şişkinlik, kırmızılık, ısı ve ağrı ile beliren irin toplanması, °iltihap

YANGILANIŞ : Turkish Turkish

yangılanmak eylemi ya da biçimi

YANGILANMA : Turkish Turkish

yangılanmak eylemi, °iltihaplanma

YANGILANMAK : Turkish Turkish

ir doku ya da bir organda yangı oluşmak, °iltihaplanmak

YANGILI : Turkish Turkish

yangısı olan, yangılanmış, °iltihaplı

YANGILI : Turkish Turkish

yangı yapan (hastalık), °iltihaplı

YANGIN : Turkish Turkish

zarara yol açan büyük ateş: ülkemizde hâlâ orman yangınları yaşanmakta

YANGIN : Turkish Turkish

(hastalıkta) ateş

YANGIN : Turkish Turkish

coşkunluk

YANGIN : Turkish Turkish

tutkun, âşık

YANGIN KULESİ : Turkish Turkish

yangını görüp haber vermek için beklenilen kule

YANGIN MERDİVENİ : Turkish Turkish

itfaiyecilerin yangında ve kurtarma işlerinde kullandıkları merdiven

YANGIN MERDİVENİ : Turkish Turkish

yapıların dışında, bir kattan diğerine çıkmayı sağlayan merdiven

YANGIN YERİ : Turkish Turkish

yangına uğramış yer

YANGIN YERİNE DÖNMEK : Turkish Turkish

ortalık karışık, dağınık bir duruma gelmek

YANGINA KÖRÜKLE GİTMEK : Turkish Turkish

gerginliği, uzlaşmazlığı artıracak biçimde davranmak

YANGINA VERMEK : Turkish Turkish

tutuşturmak, bir şeyi bilerek yakmak

YANGINCI : Turkish Turkish

yangın söndürme görevlisi, °itfaiyeci

YANGINDAN ( YA DA GÜMRÜKTEN) MAL KAÇIRIR GİBİ : Turkish Turkish

gereksiz bir telaş ve ivedilikle

YANGISIZ : Turkish Turkish

yangısı olmayan, °iltihapsız

YANİ : Turkish Turkish

"demek", "şu demek ki" anlamında kullanılır

YANİ : Turkish Turkish

sözün kısası doğrusu

YANI BAŞINDA (YA DA YANI BAŞINA) : Turkish Turkish

hemen yanında, çok yakınında