Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
YANSIMAK : Turkish Turkish

anlaşılmak, belli olmak

YANSIMALI : Turkish Turkish

yansıtan ya da yansıyan

YANSIMASIZ : Turkish Turkish

yansıtmayan ya da yansımayan

YANSITAÇ : Turkish Turkish

yansıtıcı

YANSITICI : Turkish Turkish

yansımadan yararlanarak bir ışık akısının uzaydaki dağılışını değiştirmeye yarayan nesne, °reflektör

YANSITICI : Turkish Turkish

işığı yansıtmakta kullanılan çeşitli boy ve biçimdeki yüzeyler, °reflektör

YANSITICILIK : Turkish Turkish

yansıtıcı olma özelliği

YANSITILIŞ : Turkish Turkish

yansıtılmak eylemi ya da biçimi

YANSITILMA : Turkish Turkish

yansıtılmak eylemi

YANSITILMAK : Turkish Turkish

yansıtmak eylemi yapılmak

YANSITIŞ : Turkish Turkish

yansıtmak eylemi ya da biçimi

YANSITMA : Turkish Turkish

yansıtmak eylemi

YANSITMA : Turkish Turkish

ıletme, duyurma

YANSITMAK : Turkish Turkish

lşık, ses, görüntü vb.yi geri göndermek, yansımasını sağlamak, °aksettirmek

YANSITMAK : Turkish Turkish

ıletmek, duyurmak

YANSIYIŞ : Turkish Turkish

yansımak eylemi ya da biçimi

YANSIZ : Turkish Turkish

irinden yana olmayan ya da bir düşünceye, bir isteğe katılmayan, onu desteklemeyen, yan tutmayan, tarafsız, °bitaraf: yansız bir başkanın başkanlığında toplandılar

YANSIZ : Turkish Turkish

turnusol gibi bir ayıraç karşısında, ne asit ne alkali tepkisi göstermeyen, °nötr

YANSIZ : Turkish Turkish

elektriğe karşı hiçbir tepkisi olmayan, °nötr

YANSIZLAŞMA : Turkish Turkish

yansızlaşmak eylemi

YANSIZLAŞMAK : Turkish Turkish

yansız duruma gelmek

YANSIZLAŞTIRILMA : Turkish Turkish

yansızlaştırılmak eylemi

YANSIZLAŞTIRILMAK : Turkish Turkish

yansızlaştırmak eylemi yapılmak

YANSIZLAŞTIRMA : Turkish Turkish

yansızlaştırmak eylemi

YANSIZLAŞTIRMAK : Turkish Turkish

yansız duruma getirmek