Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
YAPIP ETMEK : Turkish Turkish

yapmak

YAPIŞ : Turkish Turkish

yapmak eylemi ya da biçimi

YAPIŞ YAPIŞ : Turkish Turkish

yapışkan bir madde ile bulanmış ya da ıslanmış olan

YAPIŞ YAPIŞ : Turkish Turkish

(hava için) nemli, rutubetli

YAPISAL : Turkish Turkish

yapı ile, yapılış ile, kuruluş ile ilgili, °strüktürel

YAPISALCI : Turkish Turkish

yapısalcılık görüş ve yöntemini benimseyen (kimse), °strüktüralist

YAPISALCILIK : Turkish Turkish

ilimin her dalından "yapı"dan yola çıkarak sonuçlara ulaşma yöntemi, °strüktüralizm

YAPISALCILIK : Turkish Turkish

dilin tümüyle bir yapı özelliği gösterdiğini, terimlerin bu ilişkileri belirlediğini ileri süren dilbilim öğretisi

YAPISALLIK : Turkish Turkish

yapısal olma durumu

YAPIŞICI : Turkish Turkish

yapışma, niteliği olan

YAPIŞICI SAP : Turkish Turkish

duvarlara, ağaçlara yapışarak yükselen sap türü

YAPIŞICILIK : Turkish Turkish

yapışıcı olma niteliği

YAPIŞIK : Turkish Turkish

ir yere yapışmış olan

YAPIŞIK : Turkish Turkish

fizyolojik yönden birbirlerine bağlı olarak doğan

YAPIŞIK : Turkish Turkish

dokunan, değen

YAPIŞIKÇENELİLER : Turkish Turkish

çengelçeneliler

YAPIŞIKLIK : Turkish Turkish

yapışık olma durumu

YAPIŞKAN : Turkish Turkish

yapışma özelliği olan

YAPIŞKAN : Turkish Turkish

mec.gitmek bilmeyen

YAPIŞKAN : Turkish Turkish

yapıştırıcı

YAPIŞKANLIK : Turkish Turkish

yapışkan olma durumu ya da özelliği

YAPIŞKANLIK : Turkish Turkish

ir sıvı ya da gaz kütlesinin, içinde bulunan cismin devinimini engelleme özelliği

YAPIŞKANOTU, -NU : Turkish Turkish

isırgangillerden, duvarlar üzerinde gelişen, yaprakları yapışkan bir bitki (parietria)

YAPIŞMA : Turkish Turkish

yapışmak eylemi

YAPIŞMAK : Turkish Turkish

(yapışıcı olan ya da yapışkan bir maddeye bulanmış olan bir şey) ayrılmayacak bir biçimde bir yere tutunup kalmak