Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
YAPIŞMAK : Turkish Turkish

ıyice yaklaşmak, sokulup değmek

YAPIŞMAK : Turkish Turkish

aralık

YAPIŞMAK : Turkish Turkish

ir iş yapmak amacıyla, hevesle bir şeyi eline almak

YAPIŞMAK : Turkish Turkish

sıkıca yakalamak, tutmak, sarılmak

YAPIŞMAK : Turkish Turkish

irini rahatsız etmek, sataşmak, peşini bırakmamak, musallat olmak

YAPIŞTIRICI : Turkish Turkish

yapıştırma özelliği olan, yapıştırmaya yarayan (nesne)

YAPIŞTIRICI : Turkish Turkish

filmlerin yapıştırılması işinde kullanılan aygıt

YAPIŞTIRILIŞ : Turkish Turkish

yapıştırılmak eylemi ya da biçimi

YAPIŞTIRILMA : Turkish Turkish

yapıştırılmak eylemi

YAPIŞTIRILMAK : Turkish Turkish

yapıştırmak eylemi yapılmak

YAPIŞTIRIŞ : Turkish Turkish

yapıştırmak eylemi ya da biçimi

YAPIŞTIRMA : Turkish Turkish

yapıştırmak eylemi

YAPIŞTIRMA : Turkish Turkish

yapıştırarak yapılan

YAPIŞTIRMA : Turkish Turkish

gelinlerin yüzüne yapıştırılarak yapılan süs

YAPIŞTIRMAK : Turkish Turkish

yapışmasını sağlamak

YAPIŞTIRMAK : Turkish Turkish

yaklaştırmak, birbirine dayamak

YAPIŞTIRMAK : Turkish Turkish

hızla vurmak

YAPIŞTIRMAK : Turkish Turkish

gecikmeden karşılık vermek ya da gerekeni yapmak

YAPIT, -TI : Turkish Turkish

ir kimsenin emek sonucu ortaya koyduğu şey, °eser

YAPIT, -TI : Turkish Turkish

sanatçının ortaya koyduğu ürün, °eser

YAPITAŞI, -NI : Turkish Turkish

yapılarda kullanılan, granit türünden taş

YAPMA : Turkish Turkish

yapmak eylemi

YAPMA : Turkish Turkish

doğadaki şeylere benzetilerek insan eliyle yapılmış, yapay, °suni

YAPMA : Turkish Turkish

ıçten olmayan, içten gelmeyerek yapılan, yapmacık

YAPMA BEBEK : Turkish Turkish

güzel ama soğuk görünüşlü kadın