Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
YAPRAKBİTİ, -Nİ : Turkish Turkish

yaprakbitleri familyasından olan böceklerin genel adı, fidanbiti

YAPRAKBİTLERİ : Turkish Turkish

duyargaları ve hortumları eklemli, bir milimetre boyunda, yumuşak vücutlu eşkanatlılar familyası

YAPRAKBÖCEĞİ, -Nİ : Turkish Turkish

sebzelere meyvelere zarar veren böceklerin ortak adı

YAPRAKLANMA : Turkish Turkish

yapraklanmak eylemi

YAPRAKLANMAK : Turkish Turkish

yaprakları çıkmak, yaprak oluşmak

YAPRAKLI : Turkish Turkish

yaprağı olan

YAPRAKLI KARAYOSUNLARI : Turkish Turkish

kayaların, ağaç kabuklarının yüzünde halı tüyleri gibi sık biten karayosunları

YAPRAKSI : Turkish Turkish

yaprak görünüşünde olan

YAPRAKSIZ : Turkish Turkish

yaprağı olmayan

YAPRAKTAŞ : Turkish Turkish

ıçinde mika parçacıkları bulunan, değişime uğramış şist

YAPSAT : Turkish Turkish

özellikle bina yapıp satma işi

YAPSATÇI : Turkish Turkish

ina yapıp satan kimse

YAPSATÇILIK : Turkish Turkish

ina yapıp satma işi

YAPTIĞI HAYIR ÜRKÜTTÜĞÜ KURBAĞAYA DEĞMEMEK : Turkish Turkish

zararı yararından çok olmak

YAPTIĞINI BİLMEMEK : Turkish Turkish

aklı başında olmamak, bilinçsizce davranmak

YAPTIRILMA : Turkish Turkish

yaptırılmak eylemi

YAPTIRILMAK : Turkish Turkish

yaptırmak eylemine konu olmak

YAPTIRIM : Turkish Turkish

yaptırmak eylemi

YAPTIRIM : Turkish Turkish

yasa, ahlak gibi kurumların buyruklarının yerine getirilmesini sağlayan güç, °müeyyide

YAPTIRIMCI : Turkish Turkish

yaptırım özelliği olan

YAPTIRIMLI : Turkish Turkish

yaptırım niteliği olan

YAPTIRMA : Turkish Turkish

yaptırmak eylemi

YAPTIRMAK : Turkish Turkish

yapmasını sağlamak, yapmasına olanak vermek

YAPTIRTMAK : Turkish Turkish

yapmasını sağlamak, yapmasına neden olmak

YAPYALNIZ : Turkish Turkish

yapayalnız