Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
YAR : Turkish Turkish

yardımcı sözcüğünün kısaltılmışı

YAR : Turkish Turkish

deniz, göl, ırmak gibi su kıyılarında ya da karada dik yer, uçurum

YAR DAN ATMAK : Turkish Turkish

kazaya uğramak

YÂR OLMAK : Turkish Turkish

yardım etmek, yararlı olmak

YAR YAR YALVARMAK : Turkish Turkish

pek çok yalvarmak

YÂR, -Rİ : Turkish Turkish

sevgili

YÂR, -Rİ : Turkish Turkish

dost, tanıdık

YÂR, -Rİ : Turkish Turkish

yardımcı

YARA : Turkish Turkish

keskin bir şeyle, bir vuruşla vücutta oluşan derin kesik ya da zedelenme

YARA : Turkish Turkish

ir şeyin iç ya da dış yüzünde herhangi bir etki ile oluşan ve tehlikeli olabilen oyuk, gedik, yarık

YARA : Turkish Turkish

dert, üzüntü, acı

YARA AÇMAK : Turkish Turkish

vücutta ya da bir şeyin yüzünde yara oluşmasına neden olmak

YARA AÇMAK : Turkish Turkish

üyük üzüntü vermek

YARA ALMAK : Turkish Turkish

yaralanmak

YARA BERE : Turkish Turkish

yara, ezik, sıyrık, çürük

YARA İŞLEMEK : Turkish Turkish

yara kapanmayıp akıntı sürmek

YARA İŞLEMEK : Turkish Turkish

üzücü bir olayın etkisi bitmemek

YARA KAPANMAK : Turkish Turkish

yara iyi olup geçmek

YARA KAPANMAK : Turkish Turkish

dert, tasa unutulmak

YARADAN : Turkish Turkish

tanrı

YARADANA KURBAN OLAYIM : Turkish Turkish

ir şeye hayran kalındığında söylenir

YARADANA SIĞINIP (BİR İŞ YAPMAK) : Turkish Turkish

ütün gücünü kullanarak (o işi yapmak)

YARADANCI : Turkish Turkish

yaradancılık yanlısı olan (kimse)

YARADANCILIK : Turkish Turkish

tanrı'ya inanmakla birlikte, belli bir dinin dogmalarını ve ilkelerini benimsemeyen; tanrı'nın evreni yarattıktan sonra onu, kendi yasasına göre işlemek üzere kendi başına bıraktığını öne süren öğreti

YARADILIŞ : Turkish Turkish

ir kimsede doğuştan bulunan vücut ve ruh özelliklerinin tümü, °mizaç, °huy, °tıynet