Turkish Turkish
YARAŞTIRMAK : Turkish Turkish
uygun görmek, yakıştırmak, °tensip etmek
YARATI : Turkish Turkish
özel bir yetenekten yararlanılarak ortaya konulmuş şey, °kreasyon
YARATICI : Turkish Turkish
yaratma yeteneği olan
YARATICILIK : Turkish Turkish
yaratma yeteneği
YARATICILIK : Turkish Turkish
her bireyde var olduğu kabul edilen, bir şeyi yaratmaya iten varsayımsal yatkınlık
YARATIK : Turkish Turkish
canlı, °mahluk
YARATILIŞ : Turkish Turkish
tanrıca yoktan varedilme
YARATILIŞ : Turkish Turkish
yaratılma işi
YARATILMA : Turkish Turkish
yaratılmak eylemi
YARATILMAK : Turkish Turkish
yaratmak eylemi yapılmak
YARATIM : Turkish Turkish
yaratmak eylemi
YARATIM : Turkish Turkish
yaratılan şey
YARATIMCI : Turkish Turkish
yaratımcılık yanlısı olan
YARATIMCILIK : Turkish Turkish
evrenin ve tüm varlıkların tanrı tarafından yokluktan ve bir anda yaratıldığını ileri süren dinsel öğreti
YARATIŞ : Turkish Turkish
yaratmak eylemi ya da biçimi
YARATISAL : Turkish Turkish
yaratıya dayanan, yaratı ile ilgili
YARATMA : Turkish Turkish
yaratmak eylemi
YARATMAK : Turkish Turkish
(tanrı) olmayan bir şeyi var etmek
YARATMAK : Turkish Turkish
anlak ve düş gücünden yararlanarak o zamana kadar görülmeyen yeni bir şey ortaya koymak, yapmak
YARATMAK : Turkish Turkish
olmasına, ortaya çıkmasına yol açmak, neden olmak
YARAYA MERHEM OLMAK : Turkish Turkish
zorunlu gereksinmeyi karşılamak
YARAYA TUZ BİBER EKMEK : Turkish Turkish
ir derdin acısını çoğaltmak
YARAYIŞLI : Turkish Turkish
yararlı, faydalı
YARBAY : Turkish Turkish
orduda rütbesi binbaşı ile albay arasında olan üstsubay
YARBAY : Turkish Turkish
kaymakam
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani