Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
YAŞAMBİLİM : Turkish Turkish

dirimbilim, °biyoloji

YAŞAMBİLİMCİ : Turkish Turkish

dirimbilim uzmanı, °biyolog

YAŞAMBİLİMSEL : Turkish Turkish

dirimbilimle ilgili, °biyolojik

YAŞAMÖYKÜSEL : Turkish Turkish

yaşamöyküsü niteliği taşıyan, °biyografik

YAŞAMÖYKÜSÜ,-NÜ : Turkish Turkish

ir kişinin soyu, doğumu, yetişmesi hakkında toplu bilgi veren yazı, °tercümeihal, °biyografi

YAŞAMSAL : Turkish Turkish

yaşamla ilgili, dirimsel, °hayati

YAŞAMSALLIK : Turkish Turkish

yaşamla ilgililik

YAŞANILMA, YAŞANMA : Turkish Turkish

yaşanılmak, yaşanmak eylemi

YAŞANILMAK, YAŞANMAK : Turkish Turkish

yaşam sürdürülmek

YAŞANTI : Turkish Turkish

yaşanılanlardan, görülenlerden, duyulanlardan, edinilenlerden sonra kişide kalan şey, yaşam deneyimi

YAŞANTI : Turkish Turkish

yaşanılan bir an, yaşamın bir bölümü

YAŞANTI : Turkish Turkish

yaşam biçimi, içinde yaşanılan koşulların tümü, hayat

YAŞANTISAL : Turkish Turkish

yaşantı ile ilgili

YAŞARLIK : Turkish Turkish

canlılığını sürdürme durumu, °hayatiyet: eleştiri sözcüğü, toplumun her kesiminde yerleşmiş, yaşarlık kazanmış yeni sözcüklerimizdendir

YAŞARMA : Turkish Turkish

yaşarmak eylemi

YAŞARMAK : Turkish Turkish

islanmak, nemlenmek

YAŞARMAK : Turkish Turkish

yaşla dolmak

YAŞARTICI : Turkish Turkish

(göz için) yaşarmaya yol açan, neden olan (nesne, olay vb.)

YAŞARTMA : Turkish Turkish

yaşartmak eylemi

YAŞARTMAK : Turkish Turkish

yaşarmasına neden olmak: deprem görüntüleri gözlerimizi yaşarttı

YASASIZ : Turkish Turkish

yasaya bağlı olmayan, °kanunsuz

YASASIZLIK : Turkish Turkish

yasasız olma durumu, °kanunsuzluk

YAŞATICI : Turkish Turkish

yaşamasını sağlayan

YAŞATKAN : Turkish Turkish

yaşamın sürmesini, büyümeyi, çoğalmayı sağlayan

YAŞATKAN SİNİR SİSTEMİ : Turkish Turkish

sempatik ve parasempatik sinir sistemlerinin oluşturduğu, istençsiz devinimleri düzenleyen sinir sistemi