Turkish Turkish
YAŞLANDIRMAK : Turkish Turkish
makyajla yaşlı duruma getirmek
YASLANIŞ : Turkish Turkish
yaslanmak eylemi ya da biçimi
YASLANMA : Turkish Turkish
yaslanmak (i, ii) eylemi
YAŞLANMA : Turkish Turkish
yaşlanmak eylemi
YASLANMAK : Turkish Turkish
dayanmak
YASLANMAK : Turkish Turkish
güvenmek
YASLANMAK : Turkish Turkish
yasa bürünmek, yas içinde olmak
YAŞLANMAK : Turkish Turkish
yaşı ilerlemek, ihtiyarlığa yaklaşmak
YAŞLARA BOĞULMAK : Turkish Turkish
çok ağlamak
YASLI : Turkish Turkish
yasta olan, yas tutan, °matemli
YAŞLI : Turkish Turkish
yaşı ilerlemiş, yaş yaşamış, °ihtiyar
YAŞLI : Turkish Turkish
(göz için) yaşla dolmuş
YAŞLI BAŞLI : Turkish Turkish
yaşlı ve görgülü, olgun
YAŞLICA : Turkish Turkish
iraz yaşlı olan
YAŞLIK : Turkish Turkish
yaş olma durumu ya da yaş yer, ıslaklık, höl, öl, °rutubet
YAŞLILIK : Turkish Turkish
yaşamın işlevlerin yavaşlamasıyla belirginleşen son dönemi, ihtiyarlık
YAŞLILIK : Turkish Turkish
genellikle bu dönemde ortaya çıkan bedensel ve zihinsel güç yitimi
YAŞLILIK SİGORTASI : Turkish Turkish
çalışanlara emekli ya da toptan ödeme sağlayan sosyal sigorta türü
YASMA : Turkish Turkish
yasmak eylemi
YAŞMAK : Turkish Turkish
kadınların ferace ile birlikte kullandıkları, gözleri açıkta bırakan, ince yüz örtüsü
YAŞMAK : Turkish Turkish
aşla birlikte yüzü, ağzı kapatan örtü
YASMAK, -AR : Turkish Turkish
yayın kirişini gevşetmek
YASMAK, -AR : Turkish Turkish
düz duruma getirmek, yaymak
YAŞMAKLAMA : Turkish Turkish
yaşmaklamak eylemi
YAŞMAKLAMAK : Turkish Turkish
yaşmakla yüzünü örtmek
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani