Turkish Turkish
YAT, -TI : Turkish Turkish
özel gezinti gemisi
YATAĞAN : Turkish Turkish
namlusu eğmeçli, iki yanı da kesici, bir tür uzun savaş bıçağı
YATAK : Turkish Turkish
uyumak, dinlenmek gibi amaçlarla üzerine ya da içine yatılan eşya
YATAK : Turkish Turkish
yün, pamuk, kuştüyü vb. maddelere kılıf geçirerek yapılan şilte
YATAK : Turkish Turkish
üzerine şilte konulan karyola, somya, kerevet vb
YATAK : Turkish Turkish
üzerinde yatılabilecek her türlü şey
YATAK : Turkish Turkish
irmak, çay, dere gibi suların, içinde aktıkları yer, akak, °mecra
YATAK : Turkish Turkish
katmanlaşmış herhangi bir madde yığını
YATAK : Turkish Turkish
ir şeyin çok bulunduğu yer
YATAK : Turkish Turkish
katmanlı bir kaya bütününde maden filizi ya da taşıl döküntüsünden oluşan çok ince tabaka
YATAK : Turkish Turkish
maden ya da taş ocaklarında birbirini izleyen iki maden, taş ya da kömür tabakası arasında uzanan damar
YATAK : Turkish Turkish
çanak biçimindeki bir havzada ya da buna benzer bir oluşumda toplanmış petrol birikintisi
YATAK : Turkish Turkish
gizli barınak ya da bir suçluyu gizlice barındıran yer
YATAK : Turkish Turkish
makinelerde devingen bölümleri içine alan devingen ya da durağan parça
YATAK : Turkish Turkish
fideleri gömmek için toprakta açılan çukur
YATAK : Turkish Turkish
turunçgillerin ve yumurta gibi ürünlerin korunmak için konuldukları saman vb.'den yararlanılarak yapılan yer
YATAK ÇARŞAFI : Turkish Turkish
yatakta şiltenin üzerine serilen çarşaf
YATAK LİMAN : Turkish Turkish
üyük donanmaların barınmasına elverişli liman
YATAK ODASI : Turkish Turkish
yatmak için kullanılan oda
YATAK ÖRTÜSÜ : Turkish Turkish
yatağın üzerine serilen örtü
YATAK TAKIMI : Turkish Turkish
karyola, komodin, gardrop ve şilte, yorgan, yastık gibi şeylerden oluşan bütün
YATAK YAPMAK ( YA DA SERMEK) : Turkish Turkish
yatacak yer hazırlamak
YATAKA ( YA DA YATAKLARA) DÜŞMEK : Turkish Turkish
yataktan kalkamayacak kadar hasta olmak
YATAKA BAĞLAMAK : Turkish Turkish
yataktan kalkamayacak kadar hasta etmek
YATAKA SERİLMEK : Turkish Turkish
yatağa bitkin, yorgun bir durumda uzanıp yatmak
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani