Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
YATKIN : Turkish Turkish

ir yana eğilmiş, yatık

YATKIN : Turkish Turkish

çok durmakta sağlamlığını yitirmiş, çürük

YATKIN : Turkish Turkish

enimsemiş, alışmış, eğilimli

YATKINLAŞMA : Turkish Turkish

yatkınlaşmak eylemi

YATKINLAŞMAK : Turkish Turkish

yatkın duruma gelmek

YATKINLIK : Turkish Turkish

yatkın olma durumu

YATKINLIK : Turkish Turkish

alışkanlıktan doğan yeti, °meleke, °mümarese

YATMA : Turkish Turkish

yatmak eylemi

YATMAK, -AR : Turkish Turkish

ir yere ya da bir şeyin üzerine boylu boyunca uzanmak

YATMAK, -AR : Turkish Turkish

uyumak ya da dinlenmek için yatağa girmek

YATMAK, -AR : Turkish Turkish

yatay ya da yataya yakın bir duruma gelmek, eğilmek

YATMAK, -AR : Turkish Turkish

hastalık nedeniyle yatakta kalmak

YATMAK, -AR : Turkish Turkish

geceyi geçirmek üzere bir yerde kalmak

YATMAK, -AR : Turkish Turkish

oş yere bekleme

YATMAK, -AR : Turkish Turkish

ışlemez çalışmaz durumda kalmak

YATMAK, -AR : Turkish Turkish

ir özellik kazanmak için bir şeyin içinde beklemek

YATMAK, -AR : Turkish Turkish

hapsedilmek

YATMAK, -AR : Turkish Turkish

(ölü) gömülmüş olmak

YATMAK, -AR : Turkish Turkish

düz bir duruma gelmek, düzleşmek

YATMAK, -AR : Turkish Turkish

ulunmak, var olmak

YATMAK, -AR : Turkish Turkish

olumsuz ya da başarısız bir sonuç almak

YATMAK, -AR : Turkish Turkish

ışsiz kalmak çalışmamak

YATMAK, -AR : Turkish Turkish

cinsel ilişkide bulunmak

YATMAK, -AR : Turkish Turkish

ir düşünceyi ya da bir öneriyi benimsemek, razı olmak

YATMAK, -AR : Turkish Turkish

hastanede tedavi için kalmak