Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
YAVAŞÇA YAVAŞÇA : Turkish Turkish

yavaş yavaş

YAVAŞÇACIK : Turkish Turkish

çok yavaş, usulcacık

YAVAŞLAMA : Turkish Turkish

yavaşlamak eylemi

YAVAŞLAMAK : Turkish Turkish

yavaş gitmeye başlamak, hızını azaltmak, yavaş olmak

YAVAŞLAMAK : Turkish Turkish

azalmak

YAVAŞLATILMA : Turkish Turkish

yavaşlatılmak eylemi

YAVAŞLATILMAK : Turkish Turkish

yavaşlatmak eylemi yapılmak

YAVAŞLATILMIŞ DEVİNİM : Turkish Turkish

(film için) hızlı devinimlerin ayrıntılarını gözlemeyi sağlayan sinema düzeni

YAVAŞLATIŞ : Turkish Turkish

yavaşlatmak eylemi ya da biçimi

YAVAŞLATMA : Turkish Turkish

yavaşlatmak eylemi

YAVAŞLATMAK : Turkish Turkish

yavaşlamasını sağlamak, yavaşlamasına yol açmak, hızını kesmek

YAVAŞLAYIŞ : Turkish Turkish

yavaşlamak eylemi ya da biçimi

YAVAŞLIK : Turkish Turkish

yavaş olma durumu

YAVAŞTAN ALMAK : Turkish Turkish

ılımlı davranmak

YAVAŞTAN ALMAK : Turkish Turkish

işi gereken sürede yapmamak

YAVE : Turkish Turkish

saçma, saçma sapan söz

YAVELİK : Turkish Turkish

saçmalık

YAVER : Turkish Turkish

yardımcı

YAVER : Turkish Turkish

devlet ve hükümet başkanlarıyla komutanların yanında bulunan ve onların komutlarını yazmakla, gereğinde yerine ulaştırmakla görevli subay, emir subayı

YAVER GİTMEK : Turkish Turkish

(şans, talih için) uygun gitmek

YAVERLİK : Turkish Turkish

yaver olma durumu

YAVERLİK : Turkish Turkish

yaverin görevi ya da orunu

YAVINCIMAK : Turkish Turkish

çok acıkmak

YAVINCIMAK : Turkish Turkish

ezilip büzülerek, yalvararak durumunu anlatmak

YAVRU : Turkish Turkish

yeni doğmuş insan ya da hayvan