Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
YAVRU : Turkish Turkish

çocuk, evlat

YAVRU : Turkish Turkish

ir şeyin küçüğü

YAVRU ATMAK : Turkish Turkish

gebe hayvan yavrusunu düşürmek

YAVRU VATAN : Turkish Turkish

kıbrıs

YAVRUAĞZI, -NI : Turkish Turkish

kavuniçi ile pembe arası bir renk

YAVRUAĞZI, -NI : Turkish Turkish

u renkte olan

YAVRUCAK, YAVRUCAĞIZ : Turkish Turkish

(acıma, sevgi, sevecenlik duygusu ile) yavru

YAVRUCUK : Turkish Turkish

(sevgi duygusu ile) yavru

YAVRUKURT : Turkish Turkish

küçük yaşta izci çocuk

YAVRULAMA : Turkish Turkish

yavrulamak eylemi

YAVRULAMAK : Turkish Turkish

(hayvan için) doğurmak

YAVRULAYIŞ : Turkish Turkish

yavrulamak eylemi ya da biçimi

YAVRUM : Turkish Turkish

sevecen bir seslenme olarak kullanılır

YAVŞAK : Turkish Turkish

it yavrusu, sirke

YAVŞAK : Turkish Turkish

geveze yılışık kimse)

YAVŞAKÇA : Turkish Turkish

yılışık bir biçimde

YAVŞAKLIK : Turkish Turkish

yılışıklık

YAVŞANOTU, -NU : Turkish Turkish

sıracagillerden, mavi ve beyaz renkte çiçekler açan bir bitki (veronica)

YAVŞANOTU, -NU : Turkish Turkish

u bitkinin çiçekleri kaynatılarak yapılan çayı

YAVSI : Turkish Turkish

ir tür kene

YAVUKLAMA : Turkish Turkish

yavuklamak eylemi

YAVUKLAMAK : Turkish Turkish

nişanlamak

YAVUKLANMA : Turkish Turkish

yavuklanmak eylemi

YAVUKLANMAK : Turkish Turkish

iriyle nişanlanmak

YAVUKLU : Turkish Turkish

sözlü, nişanlı