Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
YAYA KALMAK : Turkish Turkish

yardımcısız kalmak

YAYALIK : Turkish Turkish

yaya olma durumu, yürüyerek gitme

YAYAN : Turkish Turkish

yürüyerek

YAYAN : Turkish Turkish

yaya yürüyen

YAYAN : Turkish Turkish

ilgisiz

YAYAN YAPILDAK : Turkish Turkish

yayan ve yalınayak

YAYÇİZER : Turkish Turkish

yay ya da çember çizmekte, ölçmekte kullanılan araç, °pergel

YAYDIRMA : Turkish Turkish

yaydırmak eylemi

YAYDIRMAK : Turkish Turkish

yaymak eylemini yaptırmak, yayılmasını sağlamak

YAYGARA : Turkish Turkish

gereksiz olarak yüksek sesle bağırıp çağırma

YAYGARA KOPARMAK ( YA DA YAYGARAYI BASMAK) : Turkish Turkish

ağırıp çağırmak

YAYGARACI : Turkish Turkish

gerekli gereksiz çok bağırıp çağıran, °şamatacı, °şirret

YAYGARACILIK : Turkish Turkish

yaygaracı olma durumu, °şirretlik

YAYGI : Turkish Turkish

yere ya da döşeme üzerine serilen örtü

YAYGIN : Turkish Turkish

çoğu kimselerce duyulmuş, öğrenilmiş, kullanılmış ya da benimsenmiş olan

YAYGIN : Turkish Turkish

çoğu kimselerde görülen, beğenilen, sevilen

YAYGIN : Turkish Turkish

sınırı genişlemiş

YAYGIN : Turkish Turkish

geniş kapsamlı

YAYGIN EĞİTİM : Turkish Turkish

örgün eğitim olanaklarından hiç yararlanmamış olanlara, gittikleri okuldan erken ayrılanlara ya da örgün eğitim kurumlarında okumakta olanlara ve meslek dallarında daha yeterli duruma gelmek isteyenlere uygulana eğitim

YAYGIN YANLIŞ : Turkish Turkish

genelleştiği için yanlışlığına önem verilmeden kullanılagelen (sözcük, deyim, terim). °galatımeşhur

YAYGINLAŞMA : Turkish Turkish

yaygınlaşmak eylemi

YAYGINLAŞMAK : Turkish Turkish

yaygın duruma gelme, yayılmak

YAYGINLAŞTIRMA : Turkish Turkish

yaygınlaştırmak eylemi

YAYGINLAŞTIRMAK : Turkish Turkish

yaygın duruma getirmek

YAYGINLIK : Turkish Turkish

yaygın olma durumu