Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
YEDİDEN YETMİŞE : Turkish Turkish

eli ayağı tutan kim varsa

YEDİEMİN : Turkish Turkish

irden çok kişi arasında hukuksal durumu çekişmeli olan bir malın, çekişme sonuçlanıncaya değin emanet olarak bırakıldığı kimse

YEDİGEN : Turkish Turkish

yedi açısı olan

YEDİGEN : Turkish Turkish

yedi kenarlı çokgen

YEDİĞİ NANEYE BAK! : Turkish Turkish

yaptığı yersiz, uygunsuz işe bakın

YEDİĞİ ÖNÜNDE, YEMEDİĞİ ARDINDA : Turkish Turkish

olluk, gönenç içinde yaşayanlar için kullanılır

YEDİĞİNİ İNKÂR ETMEK : Turkish Turkish

çok yemesine karşın zayıf olanlar için kullanılır

YEDİGİR : Turkish Turkish

üyükayı'yı oluşturan yedi yıldız

YEDİKARDEŞ : Turkish Turkish

üyükayı

YEDİLİ : Turkish Turkish

yedi parçadan oluşan, kendinde herhangi bir şeyden yedi tane bulunan

YEDİLİ : Turkish Turkish

ıskambil gibi oyunlarda üzerinde yedi imi bulunan kâğıt

YEDİLİ : Turkish Turkish

divan edebiyatı'nda her bendi yedi dizeden oluşmuş koşuk biçimi

YEDİLİK : Turkish Turkish

yedisi bir arada, yedi taneden oluşmuş, yedi tane alabilen

YEDİLME : Turkish Turkish

yedilmek eylemi

YEDİLMEK : Turkish Turkish

yedeğe alınarak götürülmek

YEDİNCİ : Turkish Turkish

yedi sayısının sıra sıfatı, sırada altıncıdan sonra gelen

YEDİNCİLİK : Turkish Turkish

sıralamada yedinci olma durumu

YEDİRİLME : Turkish Turkish

yedirilmek eylemi

YEDİRİLMEK : Turkish Turkish

yedirmek eylemi yapılmak

YEDİRİP İÇİRMEK : Turkish Turkish

eslemek

YEDİRME : Turkish Turkish

yedirmek eylemi

YEDİRME : Turkish Turkish

yağ, kireç ve kendirden yapılan, su borularını birbirine tutturmaya yarayan bir macun

YEDİRMEK : Turkish Turkish

yemesini sağlamak

YEDİRMEK : Turkish Turkish

ağzına yiyecek vermek, beslemek, karnını doyurmak

YEDİRMEK : Turkish Turkish

ir şeyi azar azar başka bir şeyin içine karıştırarak belli olmayacak durumagetirmek