Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
YEĞİNLİK : Turkish Turkish

ir ses çıkarılırken algılanan ve titreşimlerin genliğinden kaynaklanan özellik

YEĞLEME : Turkish Turkish

yeğlemek eylemi, °tercih

YEĞLEMEK : Turkish Turkish

(konu, olay, durum, kimse için) diğerlerinden daha üstün görüp ona yönelmek, yeğ tutmak, °tercih etmek

YEĞLENİŞ : Turkish Turkish

yeğlenmek eylemi ya da biçimi

YEĞLENME : Turkish Turkish

yeğlenmek eylemi

YEĞLENMEK : Turkish Turkish

yeğ tutulmak

YEĞLEYİŞ : Turkish Turkish

yeğlemek eylemi ya da biçimi

YEĞLİK : Turkish Turkish

ir şeyin, başkalarından üstün sayılması, °rüçhan

YEĞNİ : Turkish Turkish

ağır olmayan, hafif

YEĞNİ : Turkish Turkish

ciddi olmayan

YEĞNİK : Turkish Turkish

yeğni

YEĞNİLİK : Turkish Turkish

yeğni olma durumu, hafiflik

YEĞNİLİŞ : Turkish Turkish

yeğnilmek eylemi ya da biçimi

YEĞNİLME : Turkish Turkish

yeğnilmek eylemi

YEĞNİLMEK : Turkish Turkish

yeğni duruma gelmek, hafiflemek

YEĞNİLTME : Turkish Turkish

yeğniltmek eylemi, °tahfif

YEĞNİLTMEK : Turkish Turkish

yeğni duruma getirmek, hafifletmek, °tahfif etmek

YEĞNİSEME : Turkish Turkish

yeğnisemek eylemi, hafifseme, °istihfaf

YEĞNİSEMEK : Turkish Turkish

önemsememek, hafifsemek

YEĞREK : Turkish Turkish

daha iyi, daha üstün, daha uygun tutulan, °müreccah

YEİS BÜRÜMEK : Turkish Turkish

umutsuz, üzüntülü olmak

YEİS, -ESİ : Turkish Turkish

umutsuzluktan doğan karamsarlık, üzüntü

YEİSE KAPILMAK : Turkish Turkish

çok üzülmek

YEK : Turkish Turkish

ir, tek

YEKDİĞERİ, -Nİ : Turkish Turkish

irbiri, birbirini