Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
YELDİRME : Turkish Turkish

ıki ya da daha çok uskumru ağının eklenmesiyle yapılan uzun ağ

YELDİRME : Turkish Turkish

yeldirmek eylemi

YELDİRMEK : Turkish Turkish

aceleyle koşturmak, koşuşturmak

YELE : Turkish Turkish

at, aslan gibi kimi hayvanların ensesinde ya da boynunda bulunan uzun kıllar

YELE VERMEK : Turkish Turkish

savurmak boşuna harcamak

YELE YELE : Turkish Turkish

acele ederek, telaş içinde koşarak

YELEÇ : Turkish Turkish

yeleken, °havadar

YELEĞEN : Turkish Turkish

telaşla oradan oraya gidip gelen, tez canlı

YELEK : Turkish Turkish

ceket altına giyilen kolsuz ve kısa giysi

YELEK : Turkish Turkish

kuş kanadının büyük tüyü, telek

YELEK : Turkish Turkish

okun yay kirişine takılan bölümündeki tüy

YELEKEN : Turkish Turkish

yüksek ve çevresi açık (yer), yeleç, °havadar

YELEKLEME : Turkish Turkish

yeleklemek eylemi

YELEKLEMEK : Turkish Turkish

(okun kuyruğuna) tüy takmak

YELEKLENMEK : Turkish Turkish

kanatlanmak, kanat açmak

YELELİ : Turkish Turkish

yelesi olan (hayvan)

YELELİ KURT : Turkish Turkish

sırtlan

YELEME : Turkish Turkish

ciddi olmayan, ciddi işlerle uğraşmayan, ciddi işler yapmayan, °havai

YELENGEÇ : Turkish Turkish

kabuğu kendi kendine çatlayıp soyulan (ağaç)

YELKEN : Turkish Turkish

yel gücünden yararlanarak geniş bir yüzey oluşturacak biçimde yan yana dikilen ve teknenin direğine uygun bir biçimde takılarak onu hareket ettiren kumaş ya da şeritlerin tümü, gemi

YELKEN AÇMAK : Turkish Turkish

yola çıkmak için hareket etmek

YELKEN BASMAK : Turkish Turkish

yola çıkmak, hareket etmek

YELKEN BEZİ : Turkish Turkish

yelken yapmaya yarar kalın bez

YELKEN GEMİSİ : Turkish Turkish

yelin şişirdiği yelkenlerin yardımıyla yol alan gemi

YELKEN YARIŞI : Turkish Turkish

yelkenli tekneler arasında yapılan yarışma