Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
YELKENCİ : Turkish Turkish

yelken diken kimse

YELKENCİ : Turkish Turkish

yelkenleri açmak, indirmek, toplamak gibi işlerde çalışan gemici

YELKENCİLİK : Turkish Turkish

her tür teknelerle yapılan gezi, spor ve yarışmalar

YELKENLEME : Turkish Turkish

yelkenlemek eylemi

YELKENLEMEK : Turkish Turkish

yelken açıp yola çıkmak

YELKENLEMEK : Turkish Turkish

kaçıp gitmek

YELKENLERİ SUYA İNDİRMEK : Turkish Turkish

direnmekten vazgeçip karşısındakinin dediğini benimsemek, °kabul etmek

YELKENLİ : Turkish Turkish

yelkeni olan, yelkenle giden (deniz taşıtı)

YELKESEN : Turkish Turkish

yarışlarda, yelin etkisinden korunmak için öne takılan siperlik, rüzgârlık

YELKOVAN : Turkish Turkish

saatin, dakikaları gösteren ve akrepten daha uzun olan ibresi

YELKOVAN : Turkish Turkish

yelin yönünü göstermek için dik bir eksene geçirilen türlü biçimlerde, hafif levha

YELKOVAN : Turkish Turkish

yelkovangillerden, kanatları sivri, siyahımsı ya da külrengi gövdeli bir deniz kuşu (puffinus)

YELKOVANGİLLER : Turkish Turkish

kuşlar sınıfının, fırtınakuşları takımından bir familya

YELLEME : Turkish Turkish

yellemek eylemi

YELLEMEK : Turkish Turkish

(körükle, yelpaze ile ya da başka bir araçla) yel yapmak

YELLENİŞ : Turkish Turkish

yellenmek eylemi ya da biçimi

YELLENME : Turkish Turkish

yellenmek eylemi

YELLENMEK : Turkish Turkish

körük, yelpaze gibi araçların yaptığı yelin etkisinde kalmak

YELLENMEK : Turkish Turkish

kalınbağırsaktaki gazı çıkarmak

YELLİ : Turkish Turkish

yeli çok olan, rüzgârlı

YELLİ : Turkish Turkish

çok yellenen

YELLİ : Turkish Turkish

ışveli, fıkırdak

YELLİM YELALİM : Turkish Turkish

ıvedilikle, acele acele, koşa koşa, telaşla

YELLOZ : Turkish Turkish

(kadın için) ahlaksız, hafifmeşrep, şıllık

YELLOZLUK : Turkish Turkish

ahlaksızlık, hafifmeşreplik