Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
YENİK : Turkish Turkish

güçsüz, çaresiz

YENİK DÜŞMEK : Turkish Turkish

yenilmek, mağlup olmak

YENİK SAYMAK : Turkish Turkish

yenilmiş olarak kabul etmek

YENİLEME : Turkish Turkish

yenilemek eylemi

YENİLEMEK : Turkish Turkish

ir kimse ya da bir şeyin yerine yenisini koymak

YENİLEMEK : Turkish Turkish

ir eylemi bir kez daha yapmak, yinelemek

YENİLENİŞ : Turkish Turkish

yenilenmek eylemi ya da biçimi

YENİLENME : Turkish Turkish

yenilenmek eylemi

YENİLENMEK : Turkish Turkish

ir şeyin yerine yenisi konulmak: sokak tabelası yenilendi.

YENİLENMEK : Turkish Turkish

ir eylem bir kez daha yapılmak, yinelenmek

YENİLERDE : Turkish Turkish

yakın geçmişte

YENİLEŞME : Turkish Turkish

yenileşmek eylemi

YENİLEŞMEK : Turkish Turkish

yeni bir durum almak, yenilik kazanmak, yeniliğe uymak

YENİLEŞTİRME : Turkish Turkish

yenileştirmek eylemi

YENİLEŞTİRMEK : Turkish Turkish

yenileşmesini sağlamak

YENİLETME : Turkish Turkish

yeniletmek eylemi

YENİLETMEK : Turkish Turkish

yenilemek eylemini yaptırmak

YENİLGİ : Turkish Turkish

ir savaşta, yarışmada kaybetme; yenilme, °mağlubiyet, °hezimet

YENİLGİ : Turkish Turkish

ir işte, bir uğraşta başarısızlığa uğrama, kaybetme

YENİLGİYE UĞRAMAK : Turkish Turkish

yenilmek, mağlup olmak

YENİLİK : Turkish Turkish

yeni olma durumu ya da yeni olan bir şeyin özelliği: modadaki son yenilikleri sergiledi

YENİLİK : Turkish Turkish

eskimiş, zararlı ya da yetersiz sayılan şeyleri yeni, yararlı ve yeterli olanlarıyla değiştirme, °teceddüt

YENİLİK KORKUSU : Turkish Turkish

her değişiklikten, her yenilikten ürkme hastalığı

YENİLİK YAPMAK : Turkish Turkish

değişiklik yapmak, değişiklik getirmek

YENİLİKÇİ : Turkish Turkish

yenilikten yana olan